banner460
banner128

 

Bugün 10 Ekim Dünya Ruh Sağlığı Günü imiş sevgili “Dünlük”… Hafta boyunca hastalıklar, ölümler, cinayetler, tecavüzler, kötüye giden eğitim sistemi, kötüye giden ekonomik durum haberlerinden sonra ne kadar sağlam kaldıysa o ruh halimden merhaba…

Yaşar Kemal İnce Memed’de “Konuşan insan, öyle kolay kolay dertten ölmez. Bir insan konuşmadı da içine gömüldü müydü, sonu felakettir” demiş. Ben de yıllardır hem gerçek gündemdeki, hem kendi hayat gündemimdeki “sorun”larımı konuşarak azaltanlardan(d)ım. Ancak pandeminin de etkisiyle artık yüz yüze iletişimim daha az. Olan da genelde bir ekran üzerinden -ki bana aynı duyguları vermiyor-. Telefonla iletişime devam etsem de mimiklerin verdiği rahatlatmayı kaçırmış oluyorum.

O yüzden bu aralar her ne kadar gündemden haberim olsa da onlarla ilgili yorumları okumaktan en azından kaçınıyorum. Belki saçma gelecek ama sonu “mutlu” biten şeyler okumaya çalışıyorum. Ya da en azından umut aşılayan. Günlüğümü yazmaya devam ediyorum. Minicik de olsa iyi şeyleri ön plana çıkararak.

Seyrettiğim şeyleri de değiştirdim. Her ne kadar güzel olsa da gerçek hayattan esinlenen o dizileri izlemiyorum artık mesela. Daha kısa, belki o an için de olsa güldüren, gülümseten şeyleri seçiyorum. Belki kısa süreli gülümsemeler bunlar ama onu da yapmazsam iyice depresyona gireceğim gibi geliyor.

Bugün instagramdaki bir psikoterapistin sayfasında gördüm “Depresyon özünde bir kusur olduğuna inanan kişinin o kusuru bulduğunu zannetmesidir” diyordu. Geçmişte yaşadığım depresyon dönemlerini düşündüğümde gerçekten de olaylardan çok onlar yüzünden duyduğum suçluluk duygusu daha ağır basıyordu şimdi uzaktan baktığımda.

Bugün dünyada ve ülkemizde yaşanan kötü şeyler için de depresyona girmeye başlamam an meselesi çünkü elimden bir şey gelmediği için suçluluk duyuyorum. İyi olmaya çalışıyorum. Ya da şöyle diyeyim “kötü olmamaya” çalışıyorum. Ama bu kötüleri, kötülükleri azaltmaya yetmiyor. Kötüleri, suçluları hukuken cezalandırması gerekenler -artık neye göre karar veriyor bilmiyorum ama vicdanlarının sesi olmadığı kesin-, onlar suçluluk duymuyor mu mesela diye düşünüyorum. Ben sade bir birey olarak suçluluk yüzünden depresyona girmeye bu kadar meyilliyken…

Bugün karamsar bir paylaşım oldu farkındayım ama burası da benim için bir çeşit paylaşma aracı. Umarım önümüzdeki hafta güzel haberleri, güzel duyguları paylaşırız. Ruh sağlığımız için bir nebze de olsa “umut” aşılayan.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.