banner460
banner128

"Devleti FETÖ'ye teslim eden kişi Erdoğan'dır"

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında FETÖ'nün siyasi ayağını açıkladı. Kılıçdaroğlu, "Devleti FETÖ'ye teslim eden kişi Recep Tayyip Erdoğan'dır" diye konuştu

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında FETÖ'nün siyasi ayağı tartışmalarına yönelik açıklamalarda bulundu.

Kılıçdaroğlu geçen hafta gerçekleştirdiği CHP grup toplantısında bu haftayı işaret ederek, "FETÖ'nün siyasi ayağını açıklayacağım" demişti. Kılıçdaroğlu, "Devleti FETÖ'ye teslim eden kişinin adı Recep Tayyip Erdoğan'dır" diye konuştu.

Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

Devletin en mahrem birimlerine FETÜ’yü yerleştirenler FETÖ’nün siyasi ayağıdır

FETÖ'nün devletin tüm kılcal damarlarına sızdığını söyleyen Kılıçdaroğlu, "Devletin tüm kılcal damarlarına sızdılar. diyor FETÖ'ye ilişkin faaliyet raporu. Devletin tüm kamu kuruluşlarını sızıp. Bir terör örgütü devletin tüm kılcal damarlarına sızar? Bu nasıl olabilir? Bunları amacı devlete getirmektedir. O zaman asıl sorunumuz ne? Devletin kılcal damarlarına bunları kim yerleştiriyor? Polise, adalete, orduya bunları kim yerleştirdi?" diye konuştu.

FETÖ  MİT Raporunda

"Daha önceki grup toplantılarında da söyledim. Devlet bakidir. Ama iktidarı süresi vardır. Devletin bürokrasisi hafızasıdır. Her türlü bilgi devletin ishbaratında var.

FETÖ'nün faaliyetleri devlet tarafından izleniyor muydu? Liyakatin olduğu bir devlette izlenmesi lazım. Fethullah Gülen CIA olan bağlantısı 1991'de bu ülkenin namuslu bürokratları saptadı ve rapora değiştirdi.

Sadece 91 yılında mı MİT rapor düzenledi, hayır düzenli olarak izledi.

MİT müsteşarının, 1 Ekim 1999 tarihli açıklamasında, "Milli Eğitim'de, Adalet'te Emniyet'te yer almak ve prayı konrtrıl etmek istiyorlar. Devletin diğer birimleri de FETÖ'yle ilgli istihbarat topladı düzenli olarak. MGK'da bu olay tartışılıp konuşuldu ve 25 Ağustos 2004'te FETÖ'nün bir terör örgütü tespiti yapıldı. MKG kararı, devlette neler yapılması ve önlem alınmasını isteyen bir karar. Fethullah Gülen konusu gündeme gelmiş, yurtiçi ve yurtdışı faaliyetlerine karşı önlem alınması ve ilgli birimlere bunun bildirilmesi yönünde karar alınmıştır.

Dönemin hükümetinin başında Erdoğan vardı. Kendisi imzaladı bu kararı. Ama önlem almak için ne yaptı FETÖ'ye karşı? Dönemin MİT Müsreşarının kitabından sizlere okuyorum: MGK kararı bildirildikten sonra Erdoğan ile bu konuyu konuştuk. Bu metin Bakanlar Kurulu'nda imzaya açılmadı ve hiçbir işlem yapıldı. Konudan MGK katılan bakanlar dışında kimsenin haberi olmadı. Bütün toplumsal ve siyasal riski hükümet adına başbakan üstlendi. FETÖ'nün siyasi ayağı kim şimdi?

"Bu memlekti sevenler adına soruyorum. FETÖ'nün siyasi ayağı kim? Ben bilmiyorum neler söyleyeceğini. Millete yalan söylüyor. 2004 yılında söylediler, sen imza attın buraya. İmzaladığı MGK kararını inkar ediyor."

FETÖ'nün Siyasi ayağı Recep Tayyip Erdoğan’dır.

"Örgüt 2010'dan itibaren kendini Türkiye Cumhuriyet'nin tek hakimi olarak görmeye başlamıştır. Bunu sağlayan Erdoğan'dır. 2010'da anayasa değişikliği için ölüler bile kalkıp oy vermeli diyordu Gülen, biz karşı çıktık, onlar destek verdi. Hizmet süresini 28 yıla indirecek kanuni düzenlemeyi siyasi otoroiteye yaptırmayı başarmışlarmışlar. Kimdir bu siyasi otorite, FETÖ'nün siyasi ayağıdır. Parlamento'dan zorla geçiriyor. Ben milletvekili kardeşlerim için bir şey demiyorum. Ama FETÖ'nün devletteki siyasi ayağı Recep Tayyip Erdoğan'dır. Başka da bir şey demiyorum.

FETÖ ne zaman kendini devletin tek fiili hakimi olarak görmeye başladı? Örgüt 17 sonra devlette örgütlenmesini toplamış ve operasyon hünerlerini ortaya koymuştur. Anayasa deşikliği örgütü devletin içinde çok ileri bir noktaya taşımıştır. 2010'dan itibaren FETÖ kendini devletin tek hakimi olarka görmeye başladı. O anayasa değişikliğine biz karşı çıktık. Şimdi Türkiye bu hale geldi.

Alınan paralar hepsi belli, yapılan hortumun hepsi belli. Bunu söyledim diye avukatı FETÖ'den içeri atmaya çalışıyor. Erdoğan, FETÖ'yle barış girişimde bulunuyor. Size okuyorum: Ertesi sabah Kısıklı'da konutunda randevu verdi Recep Bey. O da aynı şekilde aradan 48 saat geçti. Başbakan Erdoğan hemen gidin" dedi.

"Hangi gerekçeyle barışmak ister? Daha fazla pisliğe ortaya çıkmasın diye. MGK'ya tekrar istihbarat örgütleri rapor verdiler. MGK yılda 15 kez toplanıyor.

"Devletin namusunu FETÖ unsurlarına kim açtı? Devletin tüm sınırları bir kişinin talimatıyla açıldı. Recep Tayyip Erdoğan. Şimdi tüm millete sesleniyorum. Devletin en mahram sırlarını terör örgütüne açmak vatan hainliği değil midir.."

...............

Kılıçdaroğlu’nun 20 Sorusu..

Kemal Kılıçdaroğlu’nun grup toplantısında sorduğu 20 sorusu ve yorumları şöyle.

1) OHAL İnceleme Komisyonu Raporu’nda tanımlandığı şekliyle, bir terör örgütü “devletin tüm kılcal damarlarına” nasıl sızar?
Terör örgütünün üyelerini devletin tüm kılcal damarlarına yerleştiren irade, “siyasi ayak”tır.
2) Terör örgütünü devletin en hassas birimlerine yerleşmesine izin veren siyasi irade yani siyasi ayak kimdir?
FETÖ’nün önünü açan siyasi otorite, FETÖ’nün siyasi ayağıdır. Devleti FETÖ’ye teslim eden kişinin adı: Recep Tayyip Erdoğan’dır.
3) Terör örgütünün devletin kılcal damarlarına yerleşmesini; esnaf, sanayici, sivil toplum örgütü ya da parlamentoda olup iktidarda olmayan bir muhalefet partisi sağlayabilir mi?
Hayır…
4) İktidardaki parti, terör örgütü üyelerinin devletin kılcal damarlarına yerleştirirken, “ben bunların terörist olduğunu, devletin içinde yapılandıklarını bilmiyordum” diyebilir mi?
Bir devlette adalet, liyakat varsa, devleti oluşturan kurumlar devletin ve milletin bekası için çalışıyorsa diyemez.
5) FETÖ’nün faaliyetleri devlet tarafından izleniyor muydu?
Evet izleniyordu. 3 Nisan 1991 tarihli istihbarat raporunda Fetullah Gülen ve CIA bağlantıları saptanmış ve devletin ilgili birimlerine bildirilmiştir.
6) Sadece 1991 yılında mı MİT raporu düzenlendi?
Hayır... MİT, FETÖ’yü düzenli olarak izliyor ve ilgili kurumlar ile Milli Güvenlik Kurulu’na bildiriyordu.
7) FETÖ ile ilgili istihbaratı sadece MİT mi topluyordu?
Hayır… Emniyet Genel Müdürlüğü’nün de onlarca raporu var.
8) Milli Güvenlik Kurulu FETÖ ile mücadele edilmeli, gerekli önlemler alınmalıdır diye karar aldı mı?
Evet… 25 Ağustos 2004 tarihli MGK’da, 481 sayılı kararla hükümete FETÖ ile mücadele görevi verilmiştir ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’dır. Erdoğan 2016’da, “…dedik ki bir ortak yanımız vardı. Aynı menzile giden farklı yollardan biri olarak gördüğümüz bu yapının bambaşka niyetinin. Siyasi planların örtüsü olduğunu göremedik” dedi. Oysa 12 yıl önce MGK’da önüne konmuş ve kendisi de okumuştu. Ama aynı menzile gittiği için korudu.
9) 25 Ağustos 2004 tarihli Milli Güvenlik Kurulu kararı ile ilgili dönemin Hükümeti gerekli önlemleri almış mıdır?
Hayır… Dönemin Başbakanlık Müsteşarı Ömer Dinçer, “Bu karar metni Bakanlar Kurulu’nda imzaya açılmadı ve hakkında hiçbir işlem yapılmadı. Bütün toplumsal ve siyasi risk hükümet adına Sayın Başbakanımız, hukuki riski ise ben üstlenmiştim” diyerek, MGK kararlarının sumen altı edildiğini itiraf etmiştir.
10) Milli Güvenlik Kurulu’nun kararına rağmen FETÖ elemanlarının devletin kılcal damarlarına yerleştirilmesine devam edildi mi?
Evet. Güzelim ülkemize ihanet edilerek, FETÖ unsurları emniyet, yargı, ordu, maliye, TÜBİTAK, MİT, YÖK ve TİB gibi devletin en kritik kurumlarına aşama aşma yerleştirildi.
11) FETÖ’nün yürütme organının yetkilerini aşan talepleri nasıl yerine getirildi?
TBMM devreye sokuldu ve FETÖ’nün tüm talepleri yasalaştırıldı.
Yasa değişiklikleriyle FETÖ’cülerin kitleler halinde devletin en kritik kurumlarına yerleşmesi sağlandı. Örneğin 6110 sayılı yasa değişikliğiyle Yargıtay’a 160, Danıştay’a 51 FETÖ’cü atandı.
Bunların çoğu bugün ya hapiste ya da firarda...
12) FETÖ’cü hakim ve savcılara koruma kalkanı oluşturuldu mu?
Evet… Sayın Prof.Dr. Mehmet Haberal kendisini kasıtlı olarak tahliye etmeyen hakimleri tazminata mahkum ettirdi. Hemen bir kanun değişikliği ile tazminat davalarının hakim ve savcılara değil, devlete açılması sağlandı, FETÖ’cülere “Sen kararı ver kardeşim parası neyse biz veririz” denilerek, yeni hukuksuzlukların önü açıldı.
13) Toplu FETÖ’cü yerleştirme sadece Yargıtay ve Danıştay’da mı oldu?
Hayır… Türk Silahlı Kuvvetleri’nde de “17-25 Aralık rüşvet olayları”nın ayyuka çıkmasından sonra benzer adımlar atıldı. İktidarın bu noktadaki sorumluluğu, iddianamelerde “Örgüt ayrıca TSK kademesinin tamamını mümkün olan en kısa sürede ele geçirmek maksadıyla, generalliğe terfi için albaylıkta bekleme süresini 4 yıla indirerek henüz şûra sırası gelmeyen mensuplarını terfi havuzuna dahil etmiştir. Son olarak, kendisine müzahir elemanların en az bulunduğu 1988 ve daha önceki yıllarda mezun olmuş subayları TSK’dan tasfiye etmek için üç devreyi birden toplu olarak emekli edecek ve hizmet süresini 28 yıla indirecek kanuni düzenlemeleri siyasi otoriteye yaptırabilmiştir” şeklinde açıkça tespit edilmiştir.
14) FETÖ’cüleri devlete yerleştiren siyasi irade, devlette liyakati göz ardı mı etti?
Evet… FETÖ’cü olmak devlette post kapmanın en önemli unsuru oldu. FETÖ Çatı İddianamesi’ndeki “Türkiye, sırf Fetullah Gülen Cemaatinden olmanın kamuda atama ve yükselmede yeterli tek kriter olduğu bir dönem yaşamıştır” ifadesi bunun delilidir.
15) “17-25 Aralık rüşvet olayları”nın kamuoyuna yansımasından sonra FETÖ ile barışma girişiminde bulunuldu mu?
Evet… Gazeteci Fehmi Koru, Recep Tayyip Erdoğan’ın “Fetullah Gülen ile bir gidin, görün, konuşun” dediğini yazdı. Bu görüşmeye neden ihtiyaç duyuldu? Daha büyük pisliklerin ortaya çıkmaması için…
16) “17-25 Aralık rüşvet olayları”ndan sonra 15 Temmuz darbe girişimine kadar geçen 2.5 yıllık dönemde, MİT ve Genelkurmay Başkanlığı Hükümeti uyarmış mıdır?
Evet… 2.5 yılda MGK 15 toplantı yaptı ve her toplantıda devlet içindeki illegal yapılar Hükümet’e raporlandı. Ama hiçbir önlem alınmadı.
17) Devletin “Kozmik Odası”nı, namusunu FETÖ’ye kim açtı?
Devletin mahremi için “açın” talimatını veren FETÖ’nün siyasi ayağıdır! Kozmik Oda’nın açılması talimatını veren Recep Tayyip Erdoğan’dır.
18) Sayın İlker Başbuğ FETÖ’nün siyasi ayağını mı açıkladı?
Sayın İlker Başbuğ, önergeyi getirenleri, önergeye destek verenleri açıkladı. (Ayak takımını açıkladı) Asıl ayak yukarıda, Saray’da…
19) TBMM 15 Temmuz Darbe Girişimini Araştırma Komisyonu’nun raporu yayınlandı mı?
Hayır… Komisyon, Recep Tayyip Erdoğan’ın izin vermemesi nedeniyle dönemin MİT Müsteşarı ve Genelkurmay Başkanı’nı dinleyemedi. Yine Recep Tayyip Erdoğan’ın müdahalesi ile çalışmalarını erken bitirdi ve raporu yayınlanmadı.
20) FETÖ ile gerçekten mücadele ediliyor mu?
Hayır…
ByLock’çuların listesi neden açıklanmadı?
15 Temmuz gecesi bakanların, siyasilerin nerede olduğu, HTS kayıtları neden açıklanmıyor?
15 Temmuz darbe girişimi başarılı olsaydı, kimlerin hangi görevlere getirileceği belliydi. Bunlar neden açıklanmaz?
Parası olan Fettah Tamince gibiler dışarıda, güçlü olanlar dışarıda, kayınpederi güçlü olanlar dışarıda…

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.