O YARALI BEYAZ MARTI
Çoğu kez uzaklardan , bilinmezlerden ve sebepsiz gelir aşk denilen tarifsiz misafir.Gelir ve elini kolunu sallaya sallaya girer gönüle çok rahat bir edayla.Karşı koyulmaz, aşk’la savaşılmaz , savaşılsa da kaybedilir.Aşkı yenen şimdiye değin olmamıştır.
Bu aşk denilen üç harflik bir okyanuslar deryası kelime sözlüklere de sığmıyor anlam olarak. Yerle bir eder uykuyu.İştahı kaçırır.Esir eder gözleri belkide kör eder göremez hiç bir şeyi ve hiçkimseyi o sevgiliden başka yön o menzil o herşey o yoktur . Ve olamaz da ondan başkası o hep o.Onsuz olmaz mutlaka özne yüklem ve eylem o.
O yaralı beyaz bir martıyı andırıyordu bende vakitli vakitsiz gelip gönül balkonuma konan ve beni ilgimi sevgimi bekleyen.Seven varsa ve aşk zirveyse öyleyse aşka aşkla karşılık vermemeye aşk olsun demek düşüyor.
Ben ona aşık olduktan sonra giysilerimin rengi değişti yürüyüşüm bir hal oldu siyah giyinmeye başladım.Asildir siyah bunu herkes bilemez. Leylidir siyah matemdir siyah sırılsıklam aşık etmiştir siyah leyli leyli.Zaman zamansızlığa dönüşür.Bir duvar saatinin sakracınca sallanır durulur bir o yana bir bu yana.
Sen benim alın yazım oldun
Ben yazmadım ki seni
Ama ben yaşıyorum seni
Yaralı beyaz martım benim
Çok uzaklardan gelip beni seçtin
Öyleyse feda olsun sana
Bu kendi gönül duvarlarının altında
Yıkık ezik ve mahzun bakışlı lal dilli
Bak bu güller senin olsun beyaz olanı sen
Kanadı kırık ve kanlı martı da sensin
Ben seni sevgimle iyileştireceğim
(21-Eylül - 1983 İrlanda-Dublin)
,,,,,,,,,,,,,,,,
Çoğu kez mekan değiştirme önerilir aşk yarası alanlara ve tedavisi o sevgiliden başka da hiç bir şey olmayan aşıklara.Ancak bilinmeli ki giden yanlız değil ki…anılar ve hayallerle yaşanmışlıklarla dolu dolu gidiyordur o aşık belki de çok uzaklara şifa bulmaya şifasaysa bir bakışında bir gülüşünde olmalı onun ama hani o nerede ? kiminle ? Niçin ? Bu üç sorunun net cevabında saklı olmalı hayat veya hayat sonrası doğruları netliği salt hakikati bulabilenlere ne mutlu…
Yaralar enfexiona dönüşebiliyor.Hatta hatta bulaşıcı da olabiliyor.Nasıl ? bir yara ve kimden alınmışa bağlı.Yaralayan oysa evet o ise bilinmeliki devası olmayan yara alınmıştır.Balkonuma yani gönlümün davetsiz misafiri olan ve beyaz yaralı bir martı edasıyla nazlı bir güvercin şekli şemasıyla bana benim olmaya gelen ondan aldım ben bu yarayı.
,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,
Odam renga renk çiçeklerle güllerle donatılmıştı sevdiklerim ve arkadaşlarım tarafından.Artık taburcu edilecektim.Bayan doktor yanıma geldi.Sevgi şefkat dolu bakışlarla
- evet artık tamamen iyileştin sizi taburcu edeceğiz arada kontrollere geleceksiniz dedi bana ama neden ? dedi ne ? olmuştu bana ve ben kimdim ? neredeydim ? bana Mehmet çok iyisin canım diyen kimi de boynuma sarılıp bitti ve geçti herşey çabuk geçti sen çok iyisin çabuk toparladın çok güçlüymüşsün diyen bu hanımefendi kimdi ? neden ? bunca yakın davranıyordu.. Anlayabilseydim konuyu daha çabuk anlayablecektim ama tanıyabilseydim.
Odamdan ayrılırken balkona yaralı beyaz bir martı kondu.Ona çok dikkatli baktım sonra da yaralı yaralı uçup gitti hayata ve bana veda edercesine…Bir kaç damla kan kaldı ardı sıra…
