banner460
banner128

seni ben tanıdığımda

gözlerinde gül açardı

bense göçmen kuşlar gibi ürkektim

kaçardım

bilmezdim gülün hikmetini

ömrüne üzülürdüm

oysa, "ömrü az" da olsa kutsaldı

hem de uysal

sen de ilkin gülü sevdirdin bana

gülüm benim

gözüm benim

özüm benim

ve her daim/

tutulacak sözüm

ateşteki közüm

bitmeyen arzum benim

muhabbetine müebbetim ben

°

isteyen ali yazsın beni sana

isteyen veli

isteyen deli, zırdeli

birlikteyiz biz aynı ırmağın suyunda

birlikteyiz aynı huysuzun huyunda

birlikteyiz aynı sevdanın koynunda

sevdalar ölmez,

yürekler bölünmez, sevdiğim

uğruna öldüğüm

sebebine dirildiğim

muhabbetine müebbetim ben

°

gel artık

yine gül açsın gözlerinde

sarsın sarmaşıklar bizi

duyursun mübarek aşkımızı

okusun dünya âlem

bilsin öykümüzü

uçalım deryalar üstü

yollarda yol olalım, yoldaş olalım

bitmesin rüyalarımız

soyka kalmasın gömleğimiz

daha çok sözümüz var, sevdiğim

usanırsam kırılsın kulaçlarımız

muhabbetine müebbetim ben

°

çıksam şöyle bir kurdinli (*) tepesine

bir uzun hava çeksem

barak'tan bozlak'tan

ya da mum kimin yanan kerkük'ten

ve diyarıbekir'den

ve de dersim'den

yaslansam bağrına yıldızların

uçsam sonra enginlere

ve sen açsan kapılarını

gelip otursam dizlerine

muhabbetine müebbetim ben

°

"hançer vurup acarlama yaramı" (**)

sar sinene, kar beni

her bir yana duyur beni

bil ki, muhacir değildir sevdam

müptela bir aşkın esiriyim

hemi ellerim, hemi gönlüm kelepçeli

he desen gelirim

bir gider, bin gelirim

gül ama, gül atma bana

güller gözlerinde kalsın

uyansın düşlerim

ahraz olmasın dillerim

muhabbetine müebbetim ben

°

günün ve geleceğin/

aydınlık ve endişesiz olsun

umudun var, muradın yâr olsun

gülün gülsün gülüm, gülün

ölüm ölsün

ADSIZ'ın gel diyende bir de geleni olsun

o geleni sen olsun

yemin ettim

sen yoksan

şu dünya haram olsun

gülüm, gülüm

muhabbetine müebbetim ben

-----

(*) KURDİNLİ, doğum yerim olan Gaziantep'in İslâhiye ilçesindeki KURTİNİ tepesinin yerel söylenişidir.

(**) Padişah Abdülaziz'in, Avşarlar'ın iskân edilmesi (1865) fermanına meydan okuyan büyük halk ozanı DADALOĞLU'nun bir dizesinden uyarlanmıştır. Ozan, ilgili şiirinin/türküsünün ilk dörtlüğünde, "Yine tuttu Gâvurdağı'n boranı/ Hançer vurup ACARLADIN yaramı/ Sana derim Mıstık Paşa öreni/ İçindeki bunca beyler nic'oldu" demektedir. Türkü, İslâhiye'de yaygın olarak söylenen bir Barak havasıdır. İslâhiye de Gâvurdağı eteklerindedir.

İst., 28 Ocak 2020

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.