Tüm siyasilerin sahada seçim arenasında atıp tutmadıkları kalmıyor.Vaadleri saymakla bitirilmez.Şeytandan bile oy alabilecek söylem ve demeçler , pembe hayaller ürettikleri yetmiyormuş gibi akla mantığa bilime bile ters düşen marjinal projeler yapacaklarını anlatıp dururlar.Şehirlerimiz adeta karnavallları aratmaz hale gelir.
Çünkü ortada makam ve mevki,prestij var.Milletvekili olacaklar ya bu yüzden atış serbest olur attıkça atarlar sallayıp dururlar argo bir deyimle ifade etmek gerekirse.Üstelik bu kuyruklu yalanları söyleyenler sadece milletvekili adayları değil.Parti genel başkanları da boş durmayıp neredeyse Konya’ya deniz getirecekler tarzında olmayacak vaadler asla gerçekleşemeyecek projelerden söz ederler.Dedim ya atış serbest.Uydur uydur söyle nasıl olsa konulara ve mevzuya seçmen fransız kalıyor.
Sonra gel zaman git zaman seçimler biter seçilenler seçilmiştir.Seçilemeyenler de seçim uğruna harcadıkları paralarına yanarlar veya bir makam veya mevki beklentisi içine girerler o şanslarını da yitirirlerse bu kez iktidardan ihale ve karlı proje beklentisi içinde olurlar.Bu tür amaç ve beklentilerini yerine getirip pekala çok zengin olanlar vurgun ve yolsuzluk,haksız kazanç elde edenler az değil.Aslında bu gerçeği hemen hemen herkes biliyor bilmesine de ancak meşhur bir deyim var ya ‘’ Hırsız bizim hırsızımızdır ‘’ misali kimseler sesini çıkartmaz.Son derece normal karşılanır kamuoyunda.Güya bal tutan parmağını yalarmış ata sözünde olduğu gibi.Yanlız bu adamlar/madamlar sadece parmak yalamakla kalmayıp ülkemizin kanını canını çıkartırcasına yutup yalıyorlar.
Muhalafet ve iktidar her kim olursa olsun mutlaka tepişircesine birbirlerine sataşırlar rekabete girerler.Küfürleşirler birbirlerini mahkemeye verip tazminat davaları açarlar birbirlerinin hakkında.Ben bunları yazarken bile canlı canlı olaylar geliyor gözlerimin önüne acı acı tebessüm ediyorum.Filim kasetini geri çevirirsek yani ağır çekimde olduğu gibi tekrar oynatırsak adeta filozof ve bilim adamı plan ve projeci olarak algılarsınız meşhur siyasilerimizi her derde deva bulan , dağıtan vaad üstüne vaadler veren tipler olarak sahnede görünürler.
Sonuç verdikleri vaadlerde durmazlar.Yalan söylerler inkara giderler.Bağırıp çağırıp itham ederler birbirlerini.Hizmet mi o da ne demek ? şaşırır kalırsınız.Aslında bu klasik ve siyah beyaz Türk filmini defalarca izlemişsinizdir.Bu oyunları çok çok iyi bilirsiniz ama ne varki hep aldanan ve ihmal edilen de sizler olursunuz.Bu senaryolar her dönem yazılır.Oyuncular belirlenir gerek harici gerekse dahili güçler tarafından.Tepsiyle ikram edilir servis edilir.Rol gereği bu dahi ve vatan kurtaran kahramanlar iş başına geçerler.Yani güya seçilmiş olurlar.
Ya sonra ? Seçilmişler ya astıkları astık kestikleri kestik.Başlarlar yıllarca tv kanallarında fetva verircesine konuşmalara siyasi demeçlere hatta birbirlerine rakip olarak rekabete akıllara ziyan herşey yapar söylerler.Ama ekran önünde gerçek hayatta kol kola başbaşa yemekler fıkra anlatmalar samimiyet oh..ne ala ne de güzel dostlukları olur bu siyasilerin yani oy avcılarının.
Her zaman kandırılan ve uyutulan halk olur milli irade olur olmasına da ama ne varki milli irade de kendi elleriyle başına getirdiklerinden ötürü bir kez olsun ders almaz ve bu yaşananlar hep yaşanır.Avcıya yem olmanın değişmez kuralı hep böyle olur.Herşeye rağmen.
