Yaptığım araştırmalarda ülkemizde mülk sahibi olan; Almanlar, İngilizler ve diğer ülkelerin vatandaşları; Bodrum’da, Fethiye’de, Çeşme’de, Ege ve Akdeniz’de zaman zaman deniz sahillerinde ve piknik alanlarında plastik atıklar ile çöpleri topluyorlar. Bir Türk genci olarak çok ağrıma gitti. Neden kayıtsız şartsız hepimiz temizliğe önem vermiyoruz? Çevremizi kirletme hakkını kim bize veriyor? Yabancılara mı kalmalıydı? Zaten sorumluluk sahibi değiliz üstüne üstelik yaptığımız çevre kirliliğini kendimiz değil de yabancıların temizlemesi utancıma utanç katıyor..
Denizde oltaya veya ağa gelen balıkların midelerinde plastik kapakları, zehirli atıklar ve pandemi sürecinde itinayla kullanılması gereken maskelerin denizde çıkması, sahillere atılmasını açıklayabilecek kelimeler, sözcükler bulamıyorum. Cehalet üstüne cehalet, rezillik üstüne rezillik ancak bu kadar olabilirdi. Kişisel bakımımıza itinayla özen gösterdiğimiz halde; en önemli olan çevre temizliğine ve kamuoyu olan meskenlere, mesire alanlarına dikkat etmeyip kirli bırakıyoruz. Yabancılarda oluşan sicilimiz maksimum negatif durumda.
Değerli okur, uygun görürseniz sizlere tam da köşemi destekleyecek ve taşıyıcı kolon misyonu üstlenen Greenpeace ile ilgili edindiğim bilgileri aktarmak istiyorum. Ve yorumu sizlere bırakıyorum.
GREENPEACE; (Türkçe: Yeşil Barış) kırktan fazla ülkede şubesi ve Hollanda, Amsterdam’da uluslararası bir merkezi olan çevreci sivil toplum kuruluşudur. Greenpeace amacının “Dünya’nın tüm çeşitliliği ile yaşamı besleme gücünü garantiye almak"olduğunu belirtir ve küresel ısınma, ormanların yok olması, aşırı avlanma, ticari balina avcılığı ve nükleer gibi dünya çapındaki sorunlardaki kampanyasına odaklanır. Greenpeace amaçlarına ulaşmak için doğrudan eylem, lobicilik ve araştırmadan yararlanır. Küresel örgüt 2,9 milyon bireysel destekçisine ve vakıf yardımlarına güvenerek hükümetlerden, şirketlerden ve siyasi partilerden bağış kabul etmez.
Greenpeace, gezegeni yaşanmaz hâle getiren çevre suçlarına karşı bilimsel verilere dayanan kampanyalar yürütür ve şiddet içermeyen doğrudan eylemlerle tanıklık ederek bu suçları basın aracılığıyla gündeme getirir.
Greenpeace’in Başlıca çalışma alanları aşağıdaki maddelerdir.
- Okyanuslar ve yaşlı ormanların korunması.
- İklim değişikliğini durdurabilmek için fosil yakıtların kademeli olarak sonlandırılması ve yenilenebilir enerjilerin teşvik edilmesi.
- Nükleer silahlanma ve nükleer kirliliğe son verilmesi
- Temiz ve geri dönüştürülebilir enerjinin kullanılması
- Zehirli kimyasalların ortadan kaldırılması.
- Genleri ile oynanmış organizmaların doğaya bırakılmasının önlenmesi.
- Savaşların önlenmesi.
- Küresel Isınma'nın durdurulması.
- Ticari amaçlı balina avının kontrol altına alınması.
- Ormanların yok olmasının engellenmesi
Köken olarak çok asil bir milletin devamıyız. Örneğin Avrupa uygarlığında olmayan kişisel bakım alışkanlıklarını Avrupalılar Osmanlı’dan öğrendiler. Hatta Viyana Kuşatmasında Viyanalılar bile Türk kahvesini Osmanlı’dan öğrenmişlerdi. Kendileri bile bu gerçeği itiraf ediyorlar.
Diyeceğim o ki Ülkemize her anlamda ve her konuda sahip çıkıp Dünya uygarlığında olmamız gereken standartlarda olmalıyız. Biz bunu hak ediyoruz. Ancak çalışmakla ve doğal çevreci olmakla. Bu önemli konu henüz ilkokuldayken üstüne iyice düşülmeli görüşündeyim. Kalın sağlıkla..
