Okuduklarımdan anladığıma göre, CHP kurultayında size arka sıralarda yer verilmesine üzülmüşsünüz.
Böyle bir densizlik yapıldıysa yerden göğe kadar haklısınız.
Ama bilesiniz ki, bunu yapan parti işgüzarlarından birkaç kendini bilmezdir.
Genel Başkanın bundan haberi bile yoktur.
Ben böyle tahmin ediyorum.
Yıllarca Merkez Sağa oy verdim.
Bizim Partimiz Adalet Partisi idi.
Liderimiz Rahmetli Demirel’di.
Demirel’e muhalif olan 41 milletvekili, bütçe oylamasında kendi hükümetlerine kırmızı oy vermişlerdi.
Hükümeti düşürmüşlerdi.
Sonrasına birlikte bakalım:
Kurdukları partinin bir süre sonra adı sanı okunmadı.
Lideri bir tarafa, yanındakiler başka bir tarafa savruldular.
Müzmin Demirel karşıtı Bilgiç bile şaşırmıştı.
Kendi yaptırdığı işe bir türlü anlam veremiyordu.
Sonuçta, partisine geri döndü, Demirel de O’nu ulaştırma bakanı yaptı.
Siyaset kin götürmez sayın İnce.
Anlaşılıyor ki, bu hastalık biraz olsun size de bulaşmış.
Partinize ve o partinin genel başkanına kinlenip parti kurulmaz.
Size gaz verenler kuracağınız partiye oy vermezler.
Bir süre dımdızlak ortada kalırsınız.
Ha, biz mi, merkez sağa yıllarca oy vermiş bir kitle şimdi neden CHP’ye oy veriyor, bunu bir düşün.
Önce içinde bulunduğumuz şartların düzelmesi lâzım.
Bunun için de CHP’nin öncülüğünde bir iktidara ihtiyaç var.
Çıkar yol, sosyal demokrasi.
Milyonlarca insanımız aç ve işsiz
Virüs bile bu gerçeği işaret ediyor.
Yapmayın, partinize ve kendinize kıymayın.
Siz, sevilen bir siyasetçisiniz.
Biz de sevmiştik.
Partiniz sizi Cumhurbaşkanı adayı yaptı.
Ama o gece iyi sınav vermediniz.
Halk bunu unutmuyor.
Siyaset hata affetmiyor.
Durun partinizde, bakarsınız; olaylar sizi doğrular, siz de beklediğiniz mevkiye ulaşırsınız.
Sabır, her şeyin çaresidir.
Bütün yanlış adımlar, sabırsızlıkla atılmıştır, bunu unutmayın.
