banner460
banner128

Arı duru Türkçe’nin sesi, Hak aşığı Türkmen kocası Yunus Emre’nin, özüne 180 derece zıt olarak, yalan yanlış, yerli yersiz kullanılan şu dizelerinden söz etmek istiyorum:

‘‘Elif okuduk ötürü,
Pazar eyledik götürü;
Yaratılanı hoş gördük,
Yaratandan ötürü...’’

Ülkenin en ‘‘mühim’’ kişisi, son iki dizeyi “Yaratılmışı severiz yaradandan ötürü” ve ‘‘Biz yaratılanı yaradandan ötürü sevdik’’ diye okudu. Söz konusu şiiri yanlış okuduğuna ilişkin haberler yapıldı.

Gülümsedim haberler karşısında.

Çünkü daha önce ‘‘Yaratılanı hoş gördük, yaratandan ötürü’’ diye de çok okumuştu. Pek çok kişi de doğru biçimiyle okuyor.

Peki bu şiiri değiştirmeden, üstteki biçimi-durumuyla sesletim, doğru okumak mıdır? Bir başka deyişle; bu şiiri hangi durumlarda, ne anlam yükleyerek okuyoruz?

Sanırım burada ‘‘hoş görü’’ ile ‘‘hoş görmek’’in üzerinde durmak gerekir.

Ben, Yunus Emre’nin hoş görmesi ile bizim hoş görmemiz arasında taban tabana zıtlık olduğu kanısındayım. O yüzden yazının girişinde, bu şiirin özüne 180 derece zıt olarak kullanıldığını yazdım.

Günümüzde bu dizeler genellikle hoş olmayan bir davranışın bağışlanması; güçsüz-zayıf görülen, istenildiği zaman ezilebileceği düşünülen birilerine sevecen yaklaşımın anlatımı; kusur işleyenin kendisi zayıf olmakla birlikte, arkasında saygı duyulan ya da güç sahibi birinin bulunduğu durumlarda, hatır için bağışlamayı vurgulamak için kullanılır.

Yunus Emre’nin hoş görmesi ile günümüzdeki hoş görmenin arazındaki zıtlık da burada yatar!

Günümüzdeki hoş görmekte, hoş gören kendisini hoş görülene göre üstte bir noktada konumlandırır. Yunus Emre’nin hoş görmesinde ise bir konumlandırma yoktur; O’nun hoş görmesi ‘‘güzel bakmak, güzel olarak görmek, hoş bakmak’’ anlamlarındadır.

Hani günümüzde yanlış olarak, dikizciliğe övgü gibi ‘‘güzele bakmak sevaptır’’ diye kullanılan, doğrusu ‘‘güzel bakmak sevaptır’’ olan söz var ya… Onun gibi ‘‘güzel bakmak’’ anlamında ‘‘hoş görmek’’tir…

Bu anlatım ‘‘Tanrı’nın varlığını, birliğini, niteliğini ve evrenin oluşumunu varlık birliğiyle; yaratılanla yaratanın bir oluşu, aynı kaynaktan gelişi anlayışıyla açıklayan dinsel ve felsefi (tasavvuf, İslam gizemciliği) akım’’a dayanır.

‘‘Yaratan her şeyin özüdür, tektir, büyüktür, her şey O’nun parçasıdır, bu yüzden her şey güzeldir, hoş (güzel) görülür…’’

Yunus Emre’nin düşünce dünyası, yani şiirin kaynağı olan felsefe dikkate alındığında; ‘‘hoş görmek’’i günümüzdeki anlam yüküyle bu şiire yaklaştırmamak gerekir.

Yine bu felsefeye göre günümüzdeki kullanımıyla hoş görmek, Tanrı’nın bir parçası olan kendimizi, Tanrı’nın bir başka parçasının üstünde görmek olur ki Yunus Emre’nin hoş göreceğini sanmam.

Hele ‘‘itin hatırı yoksa istinin (sahibinin) hatırı var’’ anlamında, başkasının hatırı için hoş görmek var; Yunus Emre ‘‘ben ne söyledim, siz ne anladınız’’ diyerek mutlaka yakamıza yapışır.

1- Goole Sözlük.

2- Ekşi Sözlük

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.