banner460
banner128

Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) bütçe görüşmelerine yoksulluk tartışmaları damgasını vurdu. Muhalefet milyonların yoksulluk içinde olduğunu söyledi.

AKP Milletvekili Şahin Tin, tinsizlik yapıp ‘‘kuru ekmek yiyorlarsa aç değillerdir’’ dedi.

Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk eleştirilere daha çok kızdı; kızgınlığını şöyle dile getirdi:

‘‘Türkiye'de aşırı yoksulluğun üstesinden geldik. Aşırı yoksulluk ne demek? Satın alma gücü paritesine (SAGP) göre günlük 1.90 doların altında olmak demek ve bunu BM Kalkınma Programı olsun, Dünya Bankası olsun, bütün uluslararası raporlarda görebiliyorsunuz. 2003 yılında 2.5 milyon aşırı yoksul vatandaşımız varken şimdi bu rakam sıfıra indi. Göreceli yoksulluk demiyorum, aşırı yoksulluk diyorum. Bununla iftihar edelim.’’

Yoksulluğun birçok tanımı ve türü var. Hesaplar yapılırken birçok değişken kullanılıyor.

Bunu, Michigan ve Teksas üniversitelerinden doktoralı biri tabii ki çok iyi biliyordur, zaten “Mutlak yoksulluk var, aşırı yoksulluk var, göreceli yoksulluk var, nesnel yoksulluk var, öznel yoksulluk var’’ diye söylüyor.

Bunların nasıl hesaplandığını da bilmemesi mümkün değil ama biraz kafa karışıklığı yapıyor.

Peki aşırı yoksulluk nedir, nasıl belirleniyor?

Sağlıklı bir insanın, sağlıklı olarak hayatını devam ettirebilmesi için günlük ihtiyacı olan kalori miktarlarından yola çıkılıyor.

Bunu dünya sağlık örgütü ortalama 2400 kalori olarak belirlemiş. Yoksulluk sınıflandırması yapılırken, bir insanın 2400 kaloriyi en ucuz kaynaklardan, dengeli olarak sağlayacak geliri olup olmamasına bakılıyor.

Geliri ancak buna yetenler ‘‘mutlak yoksul’’ sayılıyor. Geliri bunun yüzde 80’ininden fazlasına yetmeyenlere de ‘‘ultra (aşırı) yoksul’’ deniliyor.

Önemli olan noktalar…

- Günde 2400 kaloriyi alacaksın; bunu da üç öğün makarna ya da kuru ekmek yiyip üzerine şekerli su içerek değil, dengeli şekilde sebze, meyve, protein ve karbonhidrat tüketerek sağlamak gerekiyor.

- Satın alma gücünün temeli olan fiyatlardaki farklılık nedeniyle de yoksulluk sınırları dünyanın farklı bölge ve ülkeleri ile zamana göre değişiyor.

Dünya Bankası’nın 1980 ortalarında yaptığı hesaplamalara göre mutlak yoksulluk sınırı, az gelişmiş ülkeler için günde 1 dolar, Latin Amerika ve Karaibler için 2 dolar, Türkiye’nin de dahil edildiği Doğu Avrupa ülkelerinin içinde yer aldığı grup için 4 dolar, gelişmiş sanayi ülkeleri için 14.40 dolardır.

Bu sınır değerler zaman zaman güncellenmiş, son güncelleme 2015’te yapılmıştır. Satın alma gücü paritesine (SAGP) göre belirlenmiş 1.90 ABD Doları olan yoksulluk sınırına gelince…

‘‘Bu, dünyanın en yoksul ülkelerindeki 1 dolarlık yoksulluk sınırının 2015’te güncellenmiş halidir. Dolayısı ile orta gelir grubundaki ülkelerde, alt gelir grubu standardına göre yoksulluğu ölçmek yanıltıcıdır.’’ *

SAGP’ne göre orta gelir grubundaki ülkeler için belirlenmiş olan 2 ve 4 dolarlık sınırın son güncellenmiş hali 3.20 ve 5.50 dolarlık değerlerdir.

Bu durumda, en yoksul ülkelerdeki en yoksul insanları gösteren günlük 1.90 dolar gelirden söz ederek ‘‘Türkiye’de aşırı yoksulluğu yendik’’ demek doğru olmaz.

En azından başarı sayılmaz.

Üst orta gelir grubu ülkelerdeki yoksulluk sınırı olan 5.50 doları aştığınız zaman bunu söyleyebilir ve doğru söylemiş olursunuz. Başarılı sayılırsınız…

Önemli bir başka nokta daha var…

Türkiye’de 2003 yılında sayıları 2.5 milyon olan aşırı yoksul vatandaşlarımızın yoksulluğu, günlük 1 dolardan mı hesaplanmıştı da bugün 1.90 dolara göre başarı ilan ediliyor?  

Türkiye orta üst gelir grubundan, yoksul ülkeler grubuna düştü de haberimiz mi yok?

Kaldı ki Türkiye’deki fiyatlarla 1.90 dolara (14-15 lira) günlük 2400 kalorilik dengeli beslenmeyi sağlayan insan, Nobel Ekonomi ödülüne aday gösterilir.

* Sosyal Güvenlik Dergisi’nden (Rabihan Yüksel Arabacı) alınmıştır.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.