banner460
banner128

Bir şehirden,bir gönülden rüzgar gibi kopup gidenler veya bir gezegenden başka bir aleme istemsiz emrivaki gidenler geri gelirler mi ? Gören,şahit olan var mı bu gidenlerin geri geldiklerine ? Aslında bu sorunun cevabını kimseden beklemiyorum.Soru bile soru değil ki cevabı olsun.

      Ben de çok özledim hep bendesin

      Kimi zaman rüyalarımda,

      Kimi zamanlarda da titrek ve ürkek -

      Yüreğimdesin taht kurmuş casına

      Eğer gelmeyi ertelemediysen

      Sen bana gümüş rüzgarlarla gel

      Öyle bir gel ki…

 

      Ve dönüş yolların kar’larla kapansın

       Bende bana kalasın ebedi ve dönüşsüz

        5/Mayıs/1983-Viyana.M.Ekmen

Birlikteyken bedenen yanımda olduğu halde ruhen sanki bir başka alemdeymiş gibi uzaklara çok uzaklara dalar giderdi o seyrine bile doyamadığım bahtım karası siyah gözleri.Saklamaya çalışırdı kontrolsüzce ıslanan o şiir’imsi gözlerini ve ıslaklığını.Fark ettiğimi anlayınca acı bir tebessümle tamam! tamam! geçti gitti söz ağlamayacağım artık der ve beni teselli ederdi.

O, ağlarken sanırım hayat damarlarım kuruyor gibiydiler.Çok duygusal bir kişiliğe sahibim.Belki de şiir yazmam için yaratmış olmalı beni Yaradan.Bir yaprak düşse dalından içimden için için sızlar yüreğim ve etkilenirim çok etkilenirim o,yaprağın dalından düşmesini düşme olarak değil de dram bir ayrılığa benzetirim.

İç yolculuğumda her ne kadar yol aldıysam yine kendi ayak izlerime rastlardım.Ne zaman geçtim ben bu hayatın sarp ve yol vermeyen yollarından şaşar kalırdım.İnsanı kaçışlara ve uzaklara atan nedenler neydi ? Kimler çareyi kaçıştan buluyor ? Kendime sormadan edemiyorum.Bu ne çelişkilerle dolu çelişki anlamak zor anlatmak güç.Çok net olarak ortada olan bir eylem var ; O,da en çok mekan ve coğrafya hatta ülke değiştiren biri varsa benim.

İnanın belki de nedensiz nedenlerle hep uçmuşumdur başka başka ülkelere.Sözde turist olarak ancak gittiğim ülkelerde kolayca arkadaşlar edinir ; Şiir,sanat,felsefe ve mimari konularda uzun ama olumlu anlamda çok güzel iz’ler bırakan sohbetler yapardık.

Bu kez bir hayal,bir resimle başlayan arkadaşlığımız sınır tanımadan etik değerleri bile paramparça ederek tutkuya dönüştü.

Şiir’leşti.Adeta yaşanılan canlı bir şiir oluverdi.Tarihsiz ve imzasız hatta mekansız bir sığınak gibi gecekondu misali.

Yapmış olduğum minik araştırmalar neticesinde İbni sina dönemlerinde de ruhen tedaviye muhtaç olan hastalara kimi zaman seyahat önerilmiştir.Süleyman Çelebi’nin Seyahatnamesinde de bu konulardan söz edilir.Anlaşılan mekan değişikliği veya seyahat ruh’a adeta doğal ve yan etkisi olmayan bir şifa oluyor olmalı.

Firari duygularımın eseri ve esiri olarak her fırsatta ben ona gümüş rüzgarlarla değil de sevda esintileriyle arabama atlayıp gittim.Her gidişimde sanki zaman duruyor zamansızlığı yaşıyordum onunla.Eninde sonunda gidişlerimin mutlak ve haklı nedenleri yüzünden tekrar dönüş yoluna koyuluyordum.Ama yüreğimi onda ona bırakarak.

       Yağmurlar yağsa bile durmaksızın

        Sırtımı o paslı sokak direğine yaslayarak

        Balkona,pencereye çıkmanı bekleyeceğim

        Belki çıkarsın da görürüm ümidiyle

        Çıkmazsan çıkamazsan hayal ederim seni

        Sanki penceredesin ve bakışıyoruzcasına

        Sonra şiir denilebilirse yazdığım o kalbi sözcüklere

        Şiirler yazacağım sana aşk şiirleri ve bizi

       

        15/Aralık/2020/ İstanbul/ M.Ekmen

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.