banner460
banner128

Değerli Sanat Dostlarım; Sanatın ışığıyla içsel yolculuğumda ilerlerken, gönül gözümün gördüğü, kulağımın duyduğu, ruhumun hissettiği kirlenmişlikleri kıssadan hisse bir anlatım ile sizlerle paylaşmak isterim.

Görünmeyenin görünür olup artık göz çıkarır duruma geldiğine tanıklık edip de acıyla kıvrılan dudağımın buruk hüznü eşliğinde, görüneni renklerle satırlara boyamak için amatör yüreğimin elleri ile kalem tutmaya çalıştım.

Ülkesinin her biri ayrı değer, ayrı güzellik taşıyan şehirlerinden birinin kazasında doğan ve çok küçük yaşlarda başka şehirde yaşayan bir yurdum insanının izlenimini aktaracağım. Aslında bütüne yayabileceğimiz, bir anlamda Ülkemizin haritasına mercek tutmak gibi bir şey olacak bu yaşanmışlık.

Kazasına dönen güzel yurdumun güzel insanı yerleşik halkla sohbet eder, yaşamlarını izleyerek gözlemler.

...

Görünmeyenin görünür olup da göz çıkardığı saptamalarda görür ki;

Çok Eskiden mahallenin sokaklarında ilerlerken, şu hane de Ahmet bey, bu evde Nejat bey, hemen yanında muhterem zat Ersin bey vardı. Bu hanımlar, beyler, beyefendiler, hanımefendiler, ya göç ettiler, ya yaşamdan göçtüler diye saygıyla, sevgiyle anıldığını saptar.

İlerleyen zaman içinde bu mahallelerin sokaklarının konutlarında oturan sakinler doğal olarak el değiştirmişler. O dönemde de; Burada kör Hasan, bu evde topal Kemal, orada çolak Nazmi oturuyordu diye yarı alaylı, yarı üzgün bir şekilde lakaplarıyla anlatılan aktarmaları dinlemeye devam eder.

Ziyaretle bulunduğu günümüzde, aynı mahallenin aynı sokaklarının hanelerindeki sakinler için ise, bu evde hırsız Doğan, bu evde sahtekâr Mehmet, şu evde namı değer yalaka Tekin, az ilerisinde yalancı Korhan oturuyor diye duyar ve görür.

İnsanlığın insanlıktan arındırılarak, bireysel menfaatlerle giydirilip, sürüye katıldığını acıyla kıvrılan yüreğinin isyanıyla hıçkırır.

...

Değerli dostlarım, insanlıkta, sanatta insanca yaşama sanatını başararak Ruhunuzun saltanatını kurabileceğimiz güzelliklere doğru, sevgiyle, saygıyla anılacağımız yarınlar diliyorum. Can dost yüreklerinizin umudu, ışığı ve sevgisi hiç solmasın.

Ben izninizle gönül gözümden içeri süzülen kirlenmişliklerden arınmak için üzerime düşen insan olma, insan kalabilmeyi öğrenme/uygulama vazifeme Sanatla gidiyorum. Yağlıboya resmimin bir görselini, ‘‘Güfte Renginde Şiir Ritminde’’ Kitabımdan bir şiirimi ve Youtube’da yer alan bir ( Güzel gözlerini aç ne olursun https://www.youtube.com/watch?v=UlZGIQ4ih_4 ) şarkımı köşemize bırakıyorum. Bir sonraki yazılı sohbetimizde buluşmak üzere sanatla kalın, dostlukla kalın, hoş kalın, gönül gözü açık ve güzel kalın.

...

REN GEYİĞİ GİBİ OLMUŞ BİRİSİN

Bardağı dolduran sabırlar taşmış

Ren geyiğini sen çoktan geçmişsin

Diz boyu yalanlar başa ulaşmış

Ren geyiği gibi olmuş birisin

...

Karda yürüyüp de iz bırakmayan

Gönlünün gözüyle güzel bakmayan

Akşam söylediği sabah tutmayan

Ren geyiği gibi olmuş birisin

...

Yerinden oynattın sen tüm taşları

İnandıkça sana eğdin başları

Gönüllü taşıyan o boynuzları

Ren geyiği gibi olmuş birisin

...

Her yalanda kusur buldum kendimde

Hangi soru doğru cevap nerede

Yalan dönen dilin tövbe etse de

Ren geyiği gibi olmuş birisin

...

Yalan boynuz takmış şimdi başına

Mendil mi yetişir her ağlayışına

Baksam ne olur ki göz ve kaşına

Ren geyiği gibi olmuş birisin

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.