banner460
banner128

2020’nin bitmesine sayılı günler kaldı sevgili “Dünlük”. 2021 için geri sayım başladı. Sosyal medyaya baktığımda öyle bir hava var ki, 2020 biter bitmez her şey düzelecek, Covid 19 bitecek, ekonomik krizler son bulacak sanki. Umutlu olmak güzel tabii de bu kadar beklentiye girmek hayal kırıklığını artıracak diye korkuyorum.

Benim için 2021’in özel bir önemi var. İlk üniversiteden mezun olalı tam 30 yıl bitiyor 2021’de… Gerçi dişim apse yapıp yüzüm şiştiği için mezuniyet balosuna gidememiştim ama olsun.

30 yıl… Oysa daha dün gibi. Ben o yıllarda da, şimdi olduğu gibi arkadaşlığa çok değer verirdim. Tabii karşı tarafta da aynı değeri hissettiğim sürece…

Ancak ilk sene anlaşıp arkadaş olduğum kişiler çalışma hayatına erken atılıp okula sınavdan sınava uğramaya başlayınca kendimi çok yalnız hissettiğimi hatırlıyorum. Bunun için çok da üzülüyordum. Hatta annem, “Belki ikinci sene yeni birileri gelir sana arkadaş olur” dediğinde, azarlamıştım. “İlkokul mu bu, babası tayin olacak ya da taşınacak da, üniversiteye ikinci sene yeni birileri gelecek” diye… Ama anneler her zaman bilir. Benim annem de bildi. İkinci sene sınıfımıza, Ege Üniversitesi’nden yatay geçişle gelen kişiyle gerçekten iyi arkadaş olduk.

Boş derslerde, ya da boş her anımızda müzeleri, sanat sergilerini, tarihi camileri gezdik. Okul dışında da görüşmeye çalıştık. Ancak okul bittiğinde iş hayatının yoğunluğunda görüşmelerimiz azaldı. Sonra o evlenip başka bir şehire yerleşti. İyice kaybettim izini.

Yıllarca rüyalarıma girdi tekrar görüşmemiz. Hep kalabalık bir yerde görüyorum onu, sonra yetişince arkasını dönüyor, başkası oluyor. Ya da kalabalıkta kaybediyorum izini… Ama inancımı hiç kaybetmedim. Bir gün elbet bir yerlerde buluşuruz diyordum.

Facebook icat olunca, ilk iş olarak onun adını arattım. Çok bulunan bir isim olmasa da birkaç tane çıktı karşıma. Mesaj yolladım. Biri “Ne yazık ki ben değilim” diye döndü. Birinden hiç yanıt gelmedi. Biri de rahatsız ediyorum diye kızmıştı yanlış hatırlamıyorsam.

Yıllar yıllar sonra, iş hayatından ayrıldım. Hatta emekli oldum. O zaman mesajıma dönmeyen kişi yıllar sonra mesaj attı“Evet, benim” diye… Meğer arkadaş listesinde olmadığım için mesajım istenmeyen mesajlara düşmüş. Onun görmesi de yıllar sürmüş. Tekrar buluşmamız geç ve güç olmuştu ama olmuştu işte…

Şimdi başka başka şehirlerde teknolojinin verdiği imkanlarla, sanal yollardan da olsa görüşüyoruz. Görüşleri benim için her zaman önemli. Birbirimize, fikirlerimize her zaman saygı duyduk. O yüzden de yıllar sonra kaldığımız yerden devam edebildik.

Şimdi ben onun o duru, insanı rahatlatan sesinden okuduğu şiirleri dinliyorum youtube kanalında… O benim yazılarımı okuyor, görüşlerini yazıyor. Uzakları yakın eden teknoloji sayesinde, kilometrelerin önemi kalmıyor nasılsa… Yeter ki gönüller bir olsun…

Not: Geçtiğimiz hafta sonu açık öğretim sınavları yüzünden yazı günüm bu haftalık değişti. Bundan sonra yine aynı günde buluşmak dileğiyle…

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.