banner460
banner128

 Fırat Kalkınma Ajansı ve Malatya Büyükşehir Belediyesi’nce düzenlenen "Kayısı Çiçeği Fotoğrafçılar Maratonunda" çektiği bir fotoğrafla  geçen gün birinci seçilen Rıza Parlak arkadaşım, bugünde doğduğum ilçe Arguvan’dan fotoğraflar paylaştı. Fotoğraflardan biri benim ortaokul birinci ve üçüncü sınıfı okuduğum Arguvan Ortaokulu’nun eski binası.  

Arguvan ilçe merkezi heyelan nedeniyle bir başka alana taşınınca tüm binalar boşalmış ve yıkılmış. Bizim okul tek başına kahramanca direnip duruyor hala. Okulun resmini görünce de ister istemez insan anılarına dalıp gidiyor. Ama ne anılar! Bir kaç yıl önce de ben ilçeyi ziyaret ettiğimde o okulun giriş kapısının önünde bir fotoğraf çektirmiştim. Sizlerle o iki fotoğraf eşliğinde yaşanmış unutulmaz anıları ve ilginçlikleri paylaşacağım.  

*

Arguvan ilçesinde elektrik yoktu. Dolayısıyla okulda da elektrik yoktu. Biz evlerimizde lüks denilen aydınlatıcılar ya da lamba ışıklarında ders çalışırdık. Sobalarda meşe odunları yanar öyle ısınırdık.

Bu ortaokulda;  bir ve üçüncü sınıfta aynı sıraları paylaştığım en yakın arkadaşlarımdan üçü ve ben aynı yılda bayağı yüksek puanlı yüksek okullara girdik. Sezai Orhan İ.Ü. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi, ben İÜ. Basın Yayın, Aliekber Orhan Marmara Basın Yayın, Aliihsan Kaplan Maliye Muhasebe.. Başka öğrenciler bir yerleri kazandı mı bilmiyorum. Ben yakın arkadaşlarımı biliyorum sadece. Hiç birimiz kolejlere gitmedik bilesiniz.

*

Ama önemli bir ayrıntı.  İlçemizin bir hakimi vardı. Adı Süleyman Efe. Hakim Efe, ilçedeki memurlardan gazetelere abone olmak isteyenlerin listesini yaptırtmıştı. Bir çok memur abone olmuştu. Bizim öğretmenlerimiz de. İlçeden her sabah iki minibüs Malatya’ya gider akşamda dönerdi. Gazeteler o minibüslerin biriyle akşam saatlerinde gelirdi ilçeye ve abonelerine dağıtılırdı. Gazeteleri okuyan memurlar okudukları gazeteleri Töb-Der binasına bırakırdı yanlış hatırlamıyorsam. Ordan alınan eski gazeteler de öğrenciler okusun diye bizim okulun koridorundaki genişçe bir masaya bırakılırdı. Biz öğrenciler teneffüslerde o gazeteleri yutardık. Köşe yazılarına kadar.

*

O hakimin iki de kızı vardı. Feza Efe ve Adalet Efe. Ben üçüncü sınıfta iken onlar alt sınıfta idi. Babaları Süleyman Efe daha sonra CHP’den Malatya Senatörü seçildi. 1979 seçimlerinde. Üniversite yıllarımdı. Ve sonra bir gün Hürriyet te bir manşet.  “Senatörün bombacı kızı”. Bizim Adalet Efe’nin okuduğu üniversite basılmış arkadaşlarından birinde ne bulunmuş ise..Ama manşet Adalet olmuş. Babası CHP senatörü ya. CHP’ye çakılacak ya. Hürriyet Gazeteciliği böyle bir şeydi. Ne çekti bu ülkede insanlar arkadaş? (Ha bu arada o elektriksiz ortaokuldan Adalet Efe de Ankara'da bir üniversiteye girmiş dikkatinizi çekerim.)

*

Sonra Rıza’nın o fotoğrafı üzerine bir anı daha. Benim memur Amcaoğlu da bir gazeteye abone olmuştu. Kulakların çınlasın Eşref abi. Yeni Ortam Gazetesi. Bize de o gelirdi. Ve o gazetenin genç bir yazarı vardı. Süleyman Yağız.  O Süleyman Yağız daha sonra Milletvekili oldu. Ve bugünlerde durumgazetesi.com.tr’ye yazılarıyla katkı sunuyor. Hayat ne kadar ilginç değil mi?

*

 Ve köylüm. İlyas Salman. O günlerde Malatya'da lise öğrencisi ve amatör olarak bir grupla tiyatro yapıyorlar. Tiyatro oynadığını bizim bu okula gelip oyun sahnelediklerinde öğrendim. Kimbilir bu okuldan kimlerin daha ne anıları var. Müze olmaz mı acaba diyeceğim ama. Heyelanın ortasında nasıl olsun ki?

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.