banner460
banner128

ATB: Antalya’da ekonomik afet var!

MUSATAFA KAZIM AYDIN Antalya

Antalya Ticaret Borsası (ATB), 2020 yılının son meclis toplantısını online gerçekleştirdi. ATB Meclis Başkanı Erdoğan Ekinci başkanlığında yapılan aralık Meclisi’nde üyeler, yönetimin bir aylık çalışmaları hakkında bilgilendirilirken, tarıma, ekonomiye ilişkin değerlendirmelerde bulunuldu.

KADIN CİNAYETLERİ KINANDI
Yönetimin çalışmalarını anlatan Antalya Ticaret Borsa Yönetim Kurulu Başkanı Ali Çandır, konuşmasına ülkedeki en ağır sorunlardan biri olan ve her yıl daha da ağırlaşan kadın cinayetlerine dikkati çekerek başladı.  Kadınlara yönelik şiddet ve cinayetleri kınayan Başkan Çandır, bu konuda şunları söyledi:

‘‘Bu yıl da kadına yönelik şiddet konusunda kötü bir sınav verdik. Resmi kayıtlara göre, ülkemizde bu yıl 400’ün üzerinde kadın bir erkek tarafından öldürüldü. Maalesef dün üç kadın daha erkekler tarafından vahşice katledildi. Tüm canlılara ve kadınlara yönelik her türlü şiddeti kınıyor, bu tür olayların bir daha yaşanmaması için gerekli önlemlerin alınmasını, cezaların uygulanmasını diliyorum.”

‘‘SALGIN NEDENİYLE CAN DERDİNE DÜŞTÜK’’
ATB Başkanı Ali Çandır, devam etmekte olan salgın sürecinin getirdiği sorunlara dikkati çekerek konuşmasına devam etti ve yaşananları şöyle özetledi:

- Zorlu bir yılı geride bırakık. 2020 yılına girerken sahip olduğumuz beklentilerden, hedeflerden ve umutlardan tamamen bağımsız bir yıl yaşadık. Adeta can derdine düştük. COVİD-19 salgını tüm dünya ile birlikte bizleri de derinden etkiledi. Dünyada ve ülkemizde ekonomi ile iş dünyası farklı düzeylerde zorluklarla karşılaştı. Sağlık ve tarım sektörlerinde çalışanlarının en fazla risk altında kaldığı bir dönemi yaşadık.

‘‘TÜRKİYE 1, ANTALYA 3 ŞOK YAŞADI’’
- Turizm ve hizmet sektörü salgından en çok etkilenen sektörlerin başında yer aldı. Dünya çapında tarım ve turizm kenti olan Antalya’mız, hem en fazla risk altında çalışan hem de salgın tedbirlerinden en ağır ekonomik darbe ile etkilenen şehir olmuştur.

- Turizm faaliyetleri yüzde 80’den fazla küçülmüştür. Yılın başında 55 milyon turist ve 40 milyar dolar gelir hedefine uygun hazırlık yapan Antalya, sonuçta tam bir şokla karşı karşıya kalmıştır. Türkiye ortalaması bir şok yaşadıysa biz en az üç şok yaşadık.

‘‘EKONOMİK AFET BÖLGESİ İLAN EDİLMELİYİz’’
Başkan Çandır salgın sürecinin ekonomide yol açtığı hasarı, bazı temel verilerle de açıkladı, Antalya’nın ekonomik afet bölgesi ilan edilmesini istedi ve özetle şu bilileri verdi:

- Antalya’nın ibrazında ödenen çek tutarı büyümesinde ilk kez Türkiye ortalamasının altında kaldı. 11 aylık gerçekleşmelere baktığımızda 2020 yılında ibrazında ödenen çek tutarı, önceki yıla göre Türkiye’de yüzde 10 civarında artarken, Antalya’da yüzde 20’den fazla azalmıştır. Böylesine aleyhimize makas açıklığını ilk kez yaşamaktayız.

- Antalya için ekonomik afet bölgesi ilan edilmesini istiyoruz. Bu kapsamdaki önerilerimizi ve taleplerimizi özellikle eylül ayından itibaren her platformda dile getirmeye, her yetkiliye iletmeye çalışıyoruz.

‘‘BORÇ YÜKÜMÜZ ÇOK AĞIR’’
- Yılın önemli bir kısmında üretim ve ticaret durdu, borçlanma devam etti. Sonuç olarak alacakların tahsilatı ve borçların ödenmesi hepimizin sırtında ağır bir yük haline geldi. Bu salgına sırtında ağır bir yükle yakalanmış olan kesimler, salgının eklediği yükle çok daha zorlu bir döneme girmiştir.

- Öz kaynaklarımızdan kullanımlarımız, kamu ödemlerine ilişkin ertelemeler ve ilave ucuz krediler, Kasım ayına kadar direnmemizi belli ölçülerde sağlamıştır.

- Ekim ayından itibaren tekrar yükselişe geçen salgının ilki kadar ekonomiye şiddetli etkisi olmayacağı görüşüne katılmıyoruz. Çünkü ilk darbenin etkisini atlatamamış ekonomiye ve iş dünyasına, daha hafif şiddette bile olsa gelen bu ilave darbe, yerle bir etme etkisi yaratmaktadır.

‘‘SERİ İFLAS RİSKİ UYARISI’’
- 2021 yılı için önümüzdeki en büyük risk, seri iflas riskidir. Böyle bir riskin gerçekleşmemesi için başta kamu otoritesi olmak üzere hepimiz tedbirler almalıyız. Bu tedbirlerin başında, daha önce ertelenmiş olan 2020 yılı ve 2021 yılı kamuya ödemelerimiz en az 2023 yılına kadar faizsiz ertelenmelidir ki diğer ödemelerimizi yapabilme kabiliyetine sahip olalım.
- Talep zayıflığı ve yüksek maliyetli krediler, 2021 yılının zor geçeceğinin göstergesidir. Halbuki gelişmiş ve gelişmekte olan ekonomiler için görülmemiş bol para, sıfır faiz ve sıfıra yakın enflasyon koşulları 2021 yılı için daha iyi beklentiler yaratmaktadır.

- Özellikle aşı ve ilaç konularındaki olumlu gelişmeler bu ekonomilerin 2021 yılında ciddi bir olumlu hareketlenme yaşayacaklarını göstermektedir.

‘‘91 YILIN EN KURAK DÖNEMİNİ YAŞIYORUZ’’
ATB Başkanı Çandır, kuraklık başta olmak üzere tarım sektörünün içinde bulunduğu sorunları da anlattı. Çandır, ATB’nin bu konudaki araştırmalarını anlattı, yapılması gerekenleri ve sektörün beklentilerini dile getirdi:

- Son 91 yılın en kurak dönemini yaşıyoruz. Mayıs ayında yaşanan sıra dışı soğuk ve sıcak dalgalanmaları başta zeytin ve narenciye olmak üzere ortalama yüzde 50 civarında ürün kaybına neden oldu.

- Haziran ayından itibaren baş gösteren tarımsal kuraklık tehdidi de ciddi bir tedirginliğe neden oldu. Acilen bir su yönetim planı hazırlamak ve uygulamaya koymak zorunluluğumuz bulunmaktadır.
- Tarım sektörü tüm zorluklara, hayati tehditlere ve aşırı mali yüklerine rağmen üretmeye devam etti. Yıllık ortalama girdi maliyetleri yüzde 50 artmışken yüzde 15’lik fiyat artışına katlanmaya devam etmektedir. Ancak bilinmelidir ki tarımsal faaliyetlerle uğraşanlar, yıllardır bu gelir kaybını yaşamaktadır.

‘‘ÜRETİCİ MEMNUN DEĞİL’’
- Kredi Kayıt Bürosu’nun 2020 yılı Türkiye Tarımsal Görünüm Saha Araştırması’na göre üreticilerin yüzde 93’ü girdi pahalılığı, yüzde 89’u umduğu fiyata satamama, yüzde 50’si iklim dengesizliği, yüzde 45’i hastalık ve zararlılarla baş edememe, yüzde 28’i yetersiz sulama sorunlarını dile getirdi. Bu rakamlar üreticinin memnuniyetsizliğini göstermektedir.

‘‘TARIM VE GIDA ÜRÜNLERİ ENFLASYONU ARTACAK’’
-Avrupa Birliği’nin önümüzdeki 10 yıllık dönem için yaptığı tarımsal projeksiyonları da Meclis üyeleriyle paylaşan ATB Başkanı Ali Çandır, şunları söyledi:
“Önümüzdeki 10 yıllık dönemde coğrafi işaretli ürünlerin getirisinin artması, sebze ve meyvenin taze tüketiminin artması, bitkisel üretim gelirlerinin hayvansal üretimden daha yüksek olacağı, mera bazlı yem talebi ve GDO’suz yem talebinin yükseleceği, palm yağı tüketimi azalırken ayçiçek, soya ve zeytinyağı tüketiminin artacağı, tahıl üretim alanlarının düşeceği ancak verimlilikten dolayı üretim 277 milyon ton civarında seyrini sürdüreceği, tarımda dijitalleşmenin artacağı, dünya ölçeğinde işlem yapan traderların tarımsal ürünleri yatırım varlıkları olarak görmeye başlayacağı, dünyada tarım ve gıda ürünleri enflasyonunun önümüzdeki dönemde yükseleceği öngörülüyor. Bu öngörüleri, hepimiz özellikle karar vericilerimiz mutlaka ciddiye alıp bilgi, bilim ve mantık odaklı analiz etmeli ve irdelemelidir.”

‘‘SÜRDÜRÜLEBİLİRLİĞE ODAKLANACAĞIZ’’
Başkan Çandır, üretim ve tüketimdeki yeni duyarlılıklarla da değindi, şu uyarıyı yaptı:

‘‘Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler hayatı, ekonomiyi ve kalkınmayı sürdürülebilirlik kriterleri üzerinden geliştirmektedir. Bizler gelecek nesillerin kaynaklarını ve ihtiyaçlarını, bugünkü nesil için tüketmemeliyiz prensibi olan sürdürülebilirlik, pek çok ülkenin yasal zorunluluğu haline getirilmiştir.

Antalya Ticaret Borsası olarak biz de 2021 yılında sürdürülebilirliğe odaklanacağız. Yıl boyunca yapacağımız her tür iş ve işlemlerde, etkinlik ve faaliyetlerde sürdürülebilirlik bağını ön planda tutacağız.”

‘‘GİDECEK BAŞKA YERİMİZ YOK’’
2020 yılında ülke ortalamasının altında performans gösteren Antalya’nın 2021 yılını ekonomide Türkiye ortalamasının üzerinde bir performansla geçireceğini umduklarını söyleyen Çandır, yeni yıl konusundaki beklentilerini de şöyle özetledi:

“Bu tahmindeki en büyük dayanağımız, kentimizin dünyaya açıklığı ve insan hareketliliğinin hızla artacağı varsayımıdır. Tarım sektörü de 2021 yılında da tüm zorlu koşullara ve ağır yüklere rağmen en iyi performansını göstermeye çalışacaktır. Çünkü her zaman dediğim gibi bizim yapacak başka bir işimiz ve gidecek başka bir yerimiz yok. Bu görüş ve düşüncelerle önümüzdeki yılın Antalya ekonomisi için nispeten nefes alacak yıl olmasını beklemekteyim.”

BORSA’NIN DURUMU VE TEŞEKKÜR
Borsa’nın geçmiş yıllarda olduğu gibi Türkiye ortalamasının üzerinde bir büyüme performansı gösterdiğini kaydeden Çandır, işlem hacminin yüzde 28 artışla 3 milyar 850 milyon TL’ye yükseldiğini bildirdi. Meclis üyeleri, meslek komiteleri üyeleri ve Borsa personeline çalışmaları nedeniyle teşekkür eden Çandır, “Vazonuzdan çiçeğin, kalbinizden sevginin eksik olmadığı sağlıklı, mutlu ve huzurlu bir yıl geçirmenizi diliyorum” dedi.
Mecliste, 2021 yılı kayıt ücretleri, aidat ücretleri ve üye hizmetlerine zam yapılmazken, 2021 yılı bütçesi onaylandı.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.