banner460
banner128

Tarih bu topraklarda; devlet gücünü millet iradesine karşı kullananların, kullananlardan da öte  bu edayla ortaya çıkanların acıklı hikayeleriyle doludur. Her seferinde de millet; susmuş, sabretmiş ama vakti geldiğinde de sandığa gömerek bir güzel dersini vermiştir.

1950’lili yıllara doğru, Adnan Menderes ve arkadaşları yıllarca ülkeyi yönetmiş tek parti iktidarına karşı ‘Yeter söz milletindir’ sloganıyla ortaya çıkarak,  bu ülkenin kurucu partisini bile demokrasi talebiyle sandığa gömmüştür. Sonraki yıllarda bu halkta bu tavrı hep gördük. 

1960 yılında 27 Mayıs İhtilaline karşı Demirel’i seçerken de millet iradesine karşı devlet müdahalesine tepki gösterdi.

1972’de Ecevit’in CHP’sinin başarısında Kıbrıs Zaferinin yanısıra;  Bülent Ecevit’in 12 Mart Muhtırasına karşı karşı duruşunun da büyük etkisi vardır. Ecevit bu karşı duruşla önce Milli Şef İnönü’yü parti liderliğinden indirmiş, ardından da ülkede partisini zafere ulaştırmıştır.

1980 darbesi günlerinde  General Turgut Sunalp başkanlığında kurulan partiye de Özal’ı destekleyerek aynı tepkiyi gösterdi.

2002 yıllarında başlayan Ak Parti iktidarına yönelişte,  ekonomik sıkıntılar yanında  28 Şubat ‘ın Erbakan’a yönelik müdahalesi ne tepkinin de etkisi vardır.

İşin özü millet iradesine yönelik devlet müdahalesini bu millet sevmiyor. Ve her seferinde de bunu kullananlara karşı tepkisini ortaya koyuyor.

Ve 31 Mart Yerel seçimlerinde de bir kez daha bunu çok açık bir şekilde ortaya koydu.

Bu ülkenin her partiye eşit mesafede olması gereken Cumhurbaşkanı,  aynı zamanda Ak Parti Genel Başkanlığını da üstlenerek, seçimlere müdahil olunca milletin buna tepki göstermeyeceğini beklememek  mümkün değildi.

Büyükçekmece’de şahit olduk. Cumhurbaşkanı geldi. Eski başbakan geldi. TBMM başkanı geldi. İçişleri bakanı, Dış işleri bakanı geldi..  Gelmeyen kalmadı. Her gelen de devletin gücünü  kullananlar insanlardı.  Aslında tarafsız olmaları gerekiyordu. Bir ilçedeki yerel seçimle Dış İşleri Bakanının, TBMM Başkanının, Cumhurbaşkanının ne işi olabilirdi. Ama oluyordu işte. Yazdık, söyledik. Bu davranışlar milletten tepki alır. 

Ve aldı da. Ankara, İstanbul 25 yıl sonra CHP-İyi Parti ittifakı adayları tarafından kazanıldı.Sadece onlar değil; Adana, Antalya, Mersin de kazanıldı. Başka bazı şehirlerde.. Aslında  CHP’nin kazanması yanında daha önemlisi Ak Parti buralarda kaybetti.

İktidar kaybetmedikçe muhalefet kazanamaz.  AK Parti seçimlerde devlet iradesini millet iradesine karşı güç olarak kullanınca tepkiyle karşılaştı.

Elbet başka nedenler de var. Ekonomi var. Ak Parti’nin şehirleri doğru düzgün yönetememesi, sorunları çözememesi var. Partizanlığın tavan yapışı var.  Var oğlu var.

“Mağrurlanma padişahım senden büyük Allah var’ sözü bu millete aittir.  Bu toprakların insanları devlet gücüyle mağrurlananları hiç mi hiç sevmemiştir.

Seçim sonuçları ülkemiz için hayırlı olmuştur. İktidar için ‘bir düşünme fırsatı’ ortaya çıkarmıştır. Ak Parti kendine bir çekidüzen verme , ‘Ben nerede yanlış yaptım’ diye düşünecektir.

Muhalefet e,  yıllardır sabırla beklediği başarıyı sunarak büyük kentlerde yeniden hizmet etme fırsatı tanımıştır.  Büyükşehir belediyelerinde yapılacak başarılı işler , genel iktidara ulaşmak için önemli bir fırsat olacaktır.

 Milletin iradesinden üstün bir güç yoktur. Devlet milletin hizmetkarıdır. Allah milleti devletsiz bırakmasın ama, asla da devleti milletin amiri durumuna getirmesin.  Hangi partiden olursa olsun  halkın özgür iradesiyle seçtiği tüm seçilenlere başarılar.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.