Durum Gazetesi

30 YIL SONRA BABA OCAĞI’NDA

RÖPORTAJ

Garip Usta Pastaneleri’nin Sahibi Ahmet Selçuk Gök yaklaşık otuz yıl sonra Baba-Anne memleketi Tunceli’ye ziyarette bulunup ebeveyn yadigarı topraklarda hasret giderdi

 

Anadolu’nun dağları, ovaları, nehirleri, vadileri, bağları, bahçeleri hepsi; binlerce yılın, evliyaların, şairlerin, ozanların, yüreği yürek, gözleri dost insanların anısını taşıyan mekanlar. O mekanlar ki her yanı biz , her yanı yürek , her yanı şiir, her yanı sevda.. Türkünün dizelerindeki gibi… “Şu dağlar ulu dağlar, gölgesi koyu dağlar, derdimi ben söylesem, gökteki bulut ağlar” Bizler büyük kentlerde yaşam kavgasına dalmış insanlar arada bir fırsat bulupta işte bu baba yadigarı, ana kucağı kokan bu doğa harikası yerlere kendimizi attığımızda nefes alışımız, yüreğimizin atışı ve hayata bakışımız değişir. Ve bunu niye sık sık yapamayız diye hayıflanırız. O duyguları kısa süre önce bölgemizin tanınmış firmalarından Garip Usta Pastaneleri’nin sahibi Ahmet Selçuk Gök yaşadı. Gök, yaklaşık otuz yıl sonra Anne-Baba memleketi Tunceli’ye gitti. Oraların, dağını, taşını, deresini-tepesini, köyünü, kasabasını adım adım dolaştı ve döndü, sorularımızı yanıtladı ve yaşadığı duyguları gazetemizle paylaştı. 

Garip Usta’nın öyküsü

Önce bir Garip Usta’dan başlayalım.. Garip Usta pastanelerinin kuruluşundan..

-Garip Usta 1994 yılında kuruldu. Babamız rahmetli Garip Gök Avcılar’da baklava üzerine açtı. Ardından 1996 da pastane-cafe ve tatlıya dönüştürüldü. Daha sonra bazı Franchıse temsilcilikler açıldı ama bunlar fesh edildi. 22 yıllık bir süreci var.

-Pastanecilik babanızın hayatına nasıl girmiş

-Elazığ’da çırak olarak başlamış. İki yıl güneşi görmedik derdi.Sabah gün doğmadan gider, bodrumda çalışır, gece de eve giderdik.. Çok zor şartlarda çalışmış. Daha sonra Mersin’e gidiyor. Hal işine giriyor. Orada bir dolandırılıyor. İflas ediyor. Karayollarında işe başlıyor. Üniversite mezunu olmadığı için imza yetkisi yok ama bayağı yetkili olarak görev yapıyor. Daha sonra İstanbul’a geliyor. Ve Cennet Mahallesi’nde pastanede çalışmaya başlıyor. Bir yıl sonra da biz geliyoruz. Yaklaşık on yıl sonra da kendi işini kuruyor.

-Şimdi de biraz Selçuk Gök’ü tanıyalım

-1981 yılında Elazığ’da doğdum. 16 yaşında Garip Usta’da çalışmaya başladım. Her bölümünde çalıştık. Üç kardeşiz.

-Geçen günlerde Elazığ-Tunceli’ye bir ziyaret yaptınız. Kaç yıldır gitmiyordunuz. 

-Elazığ’a en son on beş yıldır gitmiyordum. Tunceli’ye ise 28 yıl oldu. Tunceli’yi en son gördüğümde 7 yaşındaydım. Yedi yaşında ne hatırlarsanız o kalmıştı hafızamda.

-Nasıl gelişti bu ziyaret..

-İnsanlar tatil deyince Akdeniz, Ege anlıyor doğal olarak. Ama inanın doğu’da Anadolu’nun çeşitli bölgelerinde de çok güzel tatil yöreleri var. Doğa ile baş-başa kalacağınız, rahat nefes alacağınız, doğal güzelliklerin içinde güzel tatil yapacağınız yerler var. Öyle planlı bir gezi değildi. Daha önceki yıllarda da gitsem diye düşünüyordum. Burda oturuyordum dükkanda orda kuzenim var. Kuzenimle telefonla konuşuyordum. O davet etti. Ben de çıktım gittim.

-Kaç gün sürdü nereleri gördünüz

-Sekiz gün sürdü. Dört gün Tunceli’de ilçelerde; Hozat’ta, Ovacık, Pertek, Pülümür, Nazimiye, Munzur Gözeleri, Tunceli merkez, gezdik. Sarı Saltık, Düzgün Baba’yı ziyaret ettik. Sonra Elazığ’da kaldık.

 

 Ağlamadık ama!

-Neler hissettin. Duygularınızı alabilir miyiz

-En son yedi yaşında gitmiştim. Aslında hafızamda çok da fazla bir şey yoktu. Ama bu kadar duygusallaşacağım hiç aklıma gelmemişti. Sanki orada doğmuşum, büyümüşüm de yıllar sonra gidiyormuşum gibi oldu. 

-Gözünüzden yaş geldiği olduğu mu?

-Hayır olmadı ama gerçekten çok yoğun oldu. Kimsenin aslında ismimi bile bilmediği biriyim diyelim. Ben de kimseyi tanımıyorum. Ama müthiş bir misafirperverlik gördüm. Müthiş yakınlık gördüm. Örneğin Tunceli merkezde bir berbere girdim.. Tanımıyorum. Berber ‘Sen on –on beş dakika dur, dükkana bak benim az işim var geliyorum’ dedi ve gitti. Yani insana güvene bakar mısınız. Adam hiç tanımadığı birine dükkanı emanet edip gitti. İnsana güven duygusunu yaşadım.

ORAYA EV YAPMA HAYALİ

Ekonomik olarak durum nasıl görünüyor oralarda insanlar ne ile geçiniyor

-Çok sıkıntılı bir bölge. Hiçbir yatırım yok. Halkın sıkıntı yaşadığı görülüyor. Bu nedenle Tunceli hala göç veriyor. Akşam olunca şehir merkezi hariç hayat duruyor, sosyal yaşam bitiyor. Gençler durmuyor. Sadece yaşlılar kalıyor.

-Oralara yatırım yapmayı düşünür müsün?

-Ticaret ile uğraşıyorsun. O gözle de bakmadım dersem yalan olur. Düşündüm. Ne yapabilirim diye. Ama zor. Ancak şunu düşünüyorum. Bir ev yapmayı düşünüyorum. 

-Munzur gözeleri diye bir yerde ziyaret etmişsin orası nasıl

-Evet Munzur vadisi büyük bir vadi. Merkezden başlıyor 50 kilometre bir kanyon düşünün. Bildiğim kadarıyla Unesco tarafından Dünya mirası listesine alınmış ama bizim devlette oraya baraj yapmak istiyor. Çok muhteşem bir doğa harikası. Görmek lazım. Plajlar var. Gözeler var. Ovacık’ta kayak merkezi var. Kış sporları yapılabiliyor. Otel var.

DÜZGÜN BABA PERTEK KALESİ

Düzgün Baba Pertek Kalesi fotoğrafları paylaştın oralar nasıl yerler?

-Orada bir cem evi var. Gidip kurban kesiyorsun. İnançsal olarak önemli bir isim. Çok güzel bir doğası var. Pertek Kalesi tarihi bir kale. Ancak gölün ortasında kalmış. Oraya tur düzenleniyor.

Biraz salatalık, kavun, patlıcan toplamışsın onları nerede topladın

-Teyzem Saray hanım var. Günü birlik onların köyüne gittim. Orada topladım. Barajın dibinde bir köy. 

Teyzen ne dedi

-Tabi önce çok sevindi. Ama sonra da kızdı. Gittiğim için sevindi ama kendisinde kalamadım. Günübirlikti. İlçede kalıyordum. Geri döndüm. Niye kalmadım diye kızdı

-Doğduğun evi ziyaret etmişsin

-Evet. Yani 15 sene önce de gitmiştim Elazığ’a ama o zaman aklıma gelmemişti. Merak ettim duruyorsa görmek istedim. Babamın kuzeni orda. Ona dedim ‘Beni doğduğum ev duruyorsa oraya götür’ diye. Gittik. Şaşırmadım dersem yalan olur. Ben yani yer evi kerpiç tek katlı bir ev falan bekliyorum. Betonarme bina. 35 yılı geçmiş dimdik ayakta.

-Döndün ne düşündün

-İyi ki gitmişim diye düşündüm. Daha önce niye gitmemişim diye hayıflandım. İnsan dönmek istemiyor inanın. Bundan sonra sık sık gitmeyi düşünüyorum.

-Döndün bir de Dersimspor-Galatasaray maçı bekliyordu seni. Tribünde yerini aldım. Yenme düşüncesi aklınıza geldi mi?

-Evet çok sürpriz oldu. Yani o da başka bir heyecan. Düşünün tribünün yüzde doksanı sizin memleketliniz. Ve tanıdığınız bir çok insan. Yenme düşüncesi gelmedi. Biz Dersimpor’a destek olsun diye gittik. Yeneceğimiz ihtimalini düşünerek değil. Bir de ben Galatasaraylıyım.

-Ee o zaman hangi takımı tuttun

-Takım tutmadım. Hangisi kazansa ben kazanmış olacaktım. Öyle oldu.

Yorumlar (9)

Lucka 5 Yıl Önce

Just cause it's simple doesn't mean it's not super heulfpl.

Lucka 5 Yıl Önce

Just cause it's simple doesn't mean it's not super heulfpl.

Lucka 5 Yıl Önce

Just cause it's simple doesn't mean it's not super heulfpl.

Cherilynn 5 Yıl Önce

and others is obovsui. … We have a new name, christ Covenant church and we are working hard to … Church of Christ … another on your kitchen table, and maybe one on your desk at work …

Carlee 5 Yıl Önce

I love anything peanut butter! I've had bad luck with "molten cakes" before (I can never seem to get the cooking time right) but I may have to try this. I mean, anything that includes "serve with salted caramel ice cream" as an instruction has to be deaslioui!Hcve a great time in Fiji!

Marv 5 Yıl Önce

Mi sembra che la scelta fosse stata fatta più per ragioni di stabilità del sistema. Comunque resta impressionante vedere che il controllo di un sistema complesso come lo shuttle fosse effettuato tramite processori che oggi non sarebbero in grado di far girare windows Xp.Ho vaghi ricordi sul sistema avionico usato: 5 computer, completamente separati, 4 sempre accesi (hot redundancy), ciascuno innetendentemidpe in grado di far girare tutti i sistemi. Quello spento è addirittura basato su un software scritto da una compagnia diversa.

Boston 5 Yıl Önce

Skulle virkelig ønske at jeg kom meg oppover til SteraÃd¸ljn i morgen, men sÃ¥nn blir det da dessverre ikke.Du fÃ¥r møte min gode venninnne og tidligere nabo da, samt Astrid, eller Assa som hun kaller seg, som er en god hagevenn! Jeg skal pÃ¥ kino og se Bolt! (hmmm...) ;)Klem fra Nina

Luella 5 Yıl Önce

Thinikng like that is really amazing

Luella 5 Yıl Önce

Thinikng like that is really amazing

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.