banner460
banner128

Anadolu Ajansı; Sözcü Gazetesi’nin aboneliğini tek taraflı olarak durdurmuş.  Neden? Sözcü Gazetesi, Anadolu Ajansı’nın kendileriyle ilgili yalan bir haberi servise  koyduğunu, kendisini mahkeme yerine koyarak gazeteyi suçladığına yer veren bir haberi yayınlamış.  Devletin Ajansı’nın böyle ‘Algı operasyonları’ yapması hiç kabul edilebilecek bir şey değil.

Ancak Ajansın yaptığı bu ilk değil. Biliyorsunuz son yerel seçimlerde saatlerce sonuç girmemişti ajans.. İmamoğlu ve ekibi gece sıksık canlı yayında basın açıklamaları yaparak bu duruma dikkat çekmişti.

Bu haber bana  ne yazık ki benim Ajans üzerinden nasıl ‘İtibarsızlaştırmaya’ çalışıldığımı ortaya koyan o haberi hatırlattı. Ajans o haberi de kaldırmıyor. Haberi yapan Ajans’an ayrılmış mı, atılmış mı bilmiyorum ama Ajansta yok. O haber, yapılan o haksızlık içinde yaradır.  Yazdım, dile getirdim zaman zaman ama detaylı yazmadım.  Şimdi Sözcü’ye yönelik tavır yaramızı yeniden kanattı. Şahsımıza yönelik bu itibarsızlaştırma girişimini ister istemez hatırlıyorsun.

................

Devletin ajansına göre ben; 06.09.2011 tarihinde 1984 yılında doktoraya başladığımı belirterek tırnak içinde aşağıdaki açıklamayı yapmışım. (2011 yılına dikkat edin..Ne operasyonları yapılıyordu hatırlayın)
''Her seferinde ÖSYM'nin İngilizce sınavına giriyorum, 20-30 arasında bir puan alıyorum. Devlet buna bir çözüm bulmalı. Ben İngiliz vatandaşı değilim. Devlet ne ilkokulda, ne de lis de bana güzel İngilizce öğretti. Şimdi beni İngilizce sınava sokuyor, ben de yapamıyorum. Kaldıki belki ben yabancı dillere karşıyım, İngilizce öğrenmek istemiyorum. Zorla mı bana İngilizce öğretecekler? Benim diğer tüm notlarım başarılı, tek yabancı dil dersim zayıf. Birilerinin dilini bilmediğim için doktora diplomamı alamıyorum.''
Öğrenciliği sırasında fakültesinde çok sayıda dekan, üniversitesinde rektör değiştiğini belirten Kızılyar, kendisinin halen öğrenci olarak kaldığını ve artık sıkıldığını kaydetti.
Üniversiteden tam 4 kez atıldığını da belirten Kızılyar, her aftan sonra tekrar üniversiteye koştuğunu, kayıt yaptırarak doktora öğrenciliğine devam ettiğini söyledi.
Hükümet yetkililerinden ve okul rektöründen kendisine yardım etmelerini isteyen Kızılyar, ''Yabancı dil tek benim sorunum değil, yüzlerce öğrencinin bir sorunu. Yetkililer lütfen bize yardım etsin. Ben öğrencilik nedeniyle hayatımı düzene koyamadım ve halen bekarım. Doktora diplomamı almadan da evlenmeyi düşünmüyorum. Çünkü idealim doktora diplomasını alabilmek'' dedi.

....................+

Cümlelere bakarmısınız.. Aklı başında her insana soruyorum? Üniversitede doktora öğreniminde derslerini tamamlamış bir insanın cümleleri olabilir mi bu cümleler?

Sevgili dostlar..  O günkü İygad yöneticileri ile Sirkeci de buluşmuştuk.  Onlar AA’ya uğrayacaklarını söyleyerek oraya uğrayıp sonra birlikte dönmemizi önerdiler. Birlikte gittik. Beni haberi yapan  ilgili kişi ki o gün şefmiş tanıştırdılar. Ben de kendimi anlattım. Benim ile aynı okuldanmış arkadaş. Okulla ilgili de bir kaç şey söyledim. ‘Sizin durum haberlik’ dedi.  ‘Evet maalesef öyle’ dedim. Bunun üzerine bana bazı sorular sordu ben de anlattım durumu.

Ertesi gün sabah telefonumdan aradı.  ‘Kamera göndereyim birde görüntülü anlatırmısınız’ dedi. Şaşırdım tabi. Biraz da kuşkulandım. O günde  Güneydoğu’dan on kişiden fazla şehidimiz var.

-Arkadaş sen nasıl haber yapacaksın bilmiyorum ama.. Şimdi bakın bugün bu kadar şehit var. Siz ve ben bu ülkenin gazetecisiyiz. Şimdi sırası mı bu haberin. İsterseniz şöyle yapalım. Bir hafta kadar sonra üniversitenin açılışı var. O gün oraya açılışa giderim. Siz de kamera gönderirsiniz. Haberleşiriz. Orda yanıtlarım sorularınızı’ dedim ve anlaştık.

Aradan bir kaç gün geçti..   Üniversitenin açılışında konuşacağız kameralarına.. Ancak o günlerde yeğenim Ankara’da üniversite eğitime başlayacak. Babasıyla   Ankara’dalar. Babasıyla konuşurken yurt aradıklarına söyleyince  ben de ‘Dikkat edin rastgele yurda falan koymayın. Cemaatçı falan yurtlar var.. İsterseniz ben sizi Ankara’da birine yönlendirebilirim size yurt konusunda yardımcı olabilir” dedim.  Bir yurt bulduklarını anlaşamazlarsa beni arayacaklarını söylediler.

Tam bu konuşmayı yaptığım akşamın ertesi günü haber patladı. Önce Zaman 'da haberi okuyan bir belediyenin basın bürosu arkadaşım aradı.  ‘Erhan zamanda haberin var.’ Şaşırdım.  ‘Ne haberi ya. Ne imiş’ dedim.  Benim Zaman ile ne ilgim olur. ‘Fena değil güzel bir haber’ dedi. Meraktan okuttum. Anladım ki ajans geçmiş haberi..Sonra Akşam’dan bir arkadaşım aradı.. Şaşırmadım desem yeridir. Gazeteleri aldım.. Yorumlar şinanay.. 27 yıldır doktora öğrencisiymişim. Her seferinde ingilizce ye girip veremiyormuşum. İngilizce’ye karşıymışım. Doktora bitence kadar evlenmeyecekmişim.!

Tamam hayatımızı olumsuz etikelideğini söylemiştim. Aflarla döndüğümü belirtmiştim. İngilizce yüzünden tamamlayamadığımızı belirtmiştim. Üniversitenin de ingilizce eğitimi konusunda yardımcı olmadığı ifade etmiştim.. Bütün bunları söylemiştim ama...

-27 yıldır doktora öğrencisi değildim. 1984 değil, 1988 yılında başlamıştım doktoraya.. Haberin yapıldığı tarih 2011.  27 yıl değil 23 yıl olmuştu kaydolalı.  1984 yüksek lisansa başladığım tarihti. Karıştırmış.. Yanlış yazmışlar..

-Ben haberin yapıldığı tarihe kadar geçen 23 yıl boyunca ingilizce sınavına girmedim.  2000 yılından sonra bir kaç defa girdim..  Ayrıca 23 yılda sürekli öğrenci değildim. Çünkü bir kaç kez derslerle ilgilenemediğim için atıldım. Boşluk oldu döndüm.  Açıkçası bu ülkede okumakla bir yere gelinemeyeceğine dair bir kanaat olmuştu yaşadığım deneyimlerden. Onun için hiç önem vermiyordum da. Bitse de olurdu, bitmese de. Nitekim okuduğumuz da aa sayesinde başımıza itibarsızlaştırma aracı olarak yansıdı..

- yazıda fotoğraf olarak verdiğim 1988 tarihli doktora giriş sınavı belgesinden de anlaşılacağı üzere;  1988 yılında biz doktora sınavlarına girerken yönetmelik gereği hem bilim hem yabancı dil sınavına girerek başlıyorduk eğitime. Yani ben başlarken dil sınavını vermiştim.  Dersler tamamlandıktan sonra bir daha sınava girmemem gerekiyor. Ancak bir kez atıldıktan sonra döndüğümde ki 2000 sonrası dil sınavı yeniden çıkarıldı karşıma. Yönetmelik değişmiş.  Oysa hukukta değişen kurallar ve yasalar geriye işlemez,hak edilmiş hakları elden almaz.. Ama benimkini almış oldu.

-Benim o sıra tepkim ben öğrenci olarak üniversiteye kaydoluyorum.  KPSD  dil sınavı sonucu getirmem isteniyor. Dersleri vermişsin..  Süreçte ders verme yok. Eğitim  yok.  Kurs yok. Ama harç ödüyorum. Neyin harcı bu?  Ders vermiyorsun. Sırf kaydım var diye harç..  O zaman üniversite ingilizce ders verin. Ben bunu talep ediyorum.

-Yaşamımızı olumsuz etkilemişmidir? Evet etkilemiştir. Tamamlasak muhtemel ki farklı olurdu. Ama  düşünün şu gün, sadece lisans diploması ile,  ya da yüksek lisans diploması ile bir çok kişi üniversitelerde çalışıyor.  Elektrik mühendisleinin iletişimde dekan olduğu, şoförlerin genel sekreter olduğu bir ülkedir burası..  Biz mi.. Nerede.. Sevgili okurlar ben o roportajda, ‘Hayatımızı olumsuz etkiledi’ dedim ama ‘Doktora bitene kadar evlenmeyeceğim’ demedim. 

Böyle bir cümleyi de ekleyerek servise koyuyor ajans. Ve abonelerine geçiyor. 

Ertesi gün aa’dan haberi yapan arkadaşı aradım . ‘Bu haberin nasıl bir haber olduğunu, söylediğim şeylerin böylesine nasıl çarpıtıldığını ‘ sordum. ‘Haber hamdı.. Ben dışardaydım. Bilgisayar Masa üstündeydi. Arkadaş bilgisayar masa üstündeki  bir başka haberi girecekken yanlışlıkla senle ilgili bu ham haberi girmişler. Falan filan..)”

Düzeltmelerini mahkemeye vereceğimi belirttim. Şöyleydi böyledi, az bir süre geçsin  düzeltecek farklı bir habere yer verebileceğini belirtti.   Sonrası mı.  Önce ropörtajı yapanı araştırdım. AK Parti’den vekil aday adayı olmuş..  Sonra haberi yayınlayan kurumlara baktım. Yandaş diye nitelenen bir kaç gazete.  Ve bir iki internet sitesi.. Hiç bir sol, sosyal demokrat , hatta liberal düşünceli yayın organı bu bültene satır atıfta bulunmamış. Ee arife tarif gerekmez. İnsanlar şu cümleleri görünce bu açıklamada bir değil bir çok bit yeniği olduğunu fark etmez mi. Şükür bu ülkenin gazetecileri var.  Ne olup bittiğini anlayabiliyorlar.  O gün internet yoğun değildi. Heralde bir süre sonra kalkar gider diye düşündüm.  Ama hala AA’da duruyor bu açıklama. Hala bir kaç internet sitesinde duruyor. Eh ben de dalgamı geçiyorum.  ‘Devlet benim ne zaman evleneceğimin derdine düşmüş... Allah razı olsun..”

Siz Atatürük’ün kurduğu  Anadolu Ajansı mensubumusunuz. Yoksa sen bir zamanların yalan haberlerle dolu Tan Gazetesi çalışanı.    Aklım almıyor. Sevgili okurlar demedim ama  velev ki ‘Doktora bitene kadar evlenmeyeceğim “ dedim diyelim.. Allah aşkına devletin ajansının işimi yokta bunu yazıp servisemi koyar. İşte bugünleri yaşadı bu Ajans.. Böyle çalışanları bünyesinde barındırdı.  Koskoca devletin Ajansı  zaman zaman nasıl kullanılıyor bilin diye yazıyorum.  Bu ülkenin devletinin ajansını ne hallere sokuyorlar. Ama inancım  o ki böyle arada bir ortaya çıkan kötü örneklere rağmen Atatürk’ün kurduğu bu ajans, bu gibi işleri yapanları içinde barındırmayacak, saygınlığını korumaya devam edecektir.  

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.